öğle yemeğini okulda ya da Hangout adlı bir mekânda birkaç arkadaşıyla birlikte yiyor. | Open Subtitles | وهى تتناول غدائها فى المدرسة او فى مكان يُدعى هانجاوت مع بعض من اصدقائها |
Evet, ama bu onun kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği. | Open Subtitles | نعم .. ولكن هذا فطورها و غدائها و عشائها |
Yani sen de onu öğle yemeği saatinde karşı şehre çağırıp ikinci sefer terk etmekle olur diye mi düşündün? | Open Subtitles | اذن كنت تعتقد بجعلها تأتي خلال المدينة في ساعة غدائها ليتم هجرها للمرة ثانية يجعلها تفعل ذلك؟ |
öğle yemeğini her zaman yanında getirip botanik bahçesinde yermiş. | Open Subtitles | كانت تحضر غدائها معها دائمًا، وتأكله في الحدائق النباتية |
- Harika. - öğle yemeğini hazırladım sayılır. | Open Subtitles | عظيملقد صنعت غدائها |
öğle yemeği için iştahı kaçsa da babamla olan ilişkilerine dair yeni bir bakış kazandı. | Open Subtitles | وحتى أنها فقدت غدائها ألا أنها كسبت بعض الأحترام في علاقتها مع أبي |
öğle yemeği günlerini merak etmekle haklıydın. | Open Subtitles | أصبت في التساؤل حيال مواعيد غدائها الكثيرة. |
Ruthie'nin bugün öğle yemeğine geç kalmasını istemiyorum. Evet. | Open Subtitles | لا أريد أن تتأخر " روثى" عن غدائها اليوم |
Aynı gün öğle tatilinde, Miranda Steve'i alışverişe götürdü. | Open Subtitles | وبذلك الظهر, خلال إستراحة غدائها اخذت "ميراندا" "ستيف" للتسوق |
- Mesaj saati öğle yemeğiyle uyuyor. | Open Subtitles | وقت وصولها مباشرةً في موعد غدائها |
Mary Beth tüm öğle arasını bana açıklamakla geçirdi. | Open Subtitles | و قد أمضت (ماري بيث) طوال فترة غدائها تشرح لي التمرين إنها معّلمة رائعة |
Andrea, öğle yemeğini bahçede yemeyi severdi. | Open Subtitles | أندريا) أحبّت أخذت إستراحات) غدائها في الحديقة |
Tıpkı, burada çalışmaya başladığın ilk zamanlar Cat senden öğle yemeğini istediğinde gidip Chipotle'den getirmen gibi. | Open Subtitles | فعندما بدأتِ العملَ هنا (كات) طلبت منكِ إحضار غدائها وأنتِ أحضرتِ لها طعاماً مكسيكياً. |
Tuan, kadının saatleri değişiyor mu, öğle yemeğini evden mi getiriyor yoksa dışarı mı çıkıyor, onları öğrenebilecek mi bakacağız. | Open Subtitles | سنرى إذا استطاع (توان) معرفة ما اذا كانت ساعاتها متفاوتة سواءاً كانت تجلب غدائها الخاص معها او تذهب للخارج |
öğle yemeğini unutmuş da. | Open Subtitles | نسيَت غدائها |