Biliyorsun ki bazı insanlar öğle arasında öğle yemeklerini yerler. | Open Subtitles | اتعرفين ان بعض الناس يأكلون غدائهم خلال وقت راحة الغداء |
Bu pislikler yemeklerini bitirinceye kadar kimse buradan gitmeyecek. | Open Subtitles | لا أحد منكم ايها المهرجون يخرج حتى ينهى هؤلاء المتسكعين غدائهم اللعين |
Sakura-chan ile Sasuke Kakashi-sensei'in emirlerine karşı gelip öğle yemeklerini benimle paylaşmışlardı. | Open Subtitles | ساكورا و ساسكي عصيا المعلم كاكاشي و تقاسما غدائهم معي |
Ben öğle yemeğini köşedeki büfeden sandviçle geçiştirirken, bu insanlar öğle yemeğini böyle mi geçiriyor? | Open Subtitles | إذاً، عندما أمسك ساندويتش بالأسفل بزاوية الزقاق يكون هذا ما يقوم بفعله شركائي بالعالم أثناء غدائهم |
O hastane parktan sadece iki sokak uzaklıkta bir sürü doktor ve hastane çalışanı öğle yemeklerini orada yer. | Open Subtitles | تلك المشفى على بعد شارعين من الحديقة وهناك الكثير من العمال والموظفين يتناولون غدائهم هناك |
Birinci yıllar şu andan sonra 2800 saati faturalandırıp yemeklerini getirecek. | Open Subtitles | من الآن, كل من في السنة الاولى يتم دفع 2800 ساعة لهم و يحضروا غدائهم |
Kızınız, kart oyununda arkadaşlarının yemeklerini kazanmış. | Open Subtitles | فازت ابنتك على اصدقائقها بجميع بطاقات غدائهم |
Eğer konu öğle yemeğine giden çocuklar ise, hepsinin öğle yemeği bittikten sonra tenefüse çıkacağını düşünürsek, bir an önce dışarıda koşturalım diye yemeklerini çöpe attıklarını görürsünüz. | TED | أتعلمون , اذا كان لديكم أطفال قادمون للغداء وكل ما سيفعلونه عندما ينتهون من غدائهم هو الحصول على الفسحة المدرسية تراهم يلقون بغدائهم فقط ليستمتعوا ويعدو في وقت الفسحة |
İnsanlar yürüyor, konuşuyor, yemeklerini yiyor ve etraf fazlasıyla kalabalık. | Open Subtitles | إنهم يسيرون.. يتحدثون.. يتناولون غدائهم |
Yani onların öğle yemeklerini paketlemiyorsan ne olmuş ya da onları okula bırakmıyorsan, maçlarına gelmiyorsan, ya da hiç bir okul gezilerinde gönüllü veli olarak gitmemişsen. | Open Subtitles | إذن، ماذا لو لم تعدّى غدائهم أو تستطحبيهم للمدرسة أو المباريات أو التطوع كرفيقة فى رحلات المدرسة مثل رحلة واشنطون القادمة |
Çocuklar az önce yemeklerini yediler. | Open Subtitles | الأطفال فقط لديهم غدائهم |
öğle yemeğini yemeye çalışan çocuklarla dolu bir yemekhanede. | Open Subtitles | مليئه بالأولاد الذين يحاولوا أن يتناولوا غدائهم |
Herkes beni dinlesin, öğle yemeği biter bitmez iki buçukta kilisedeki törene gitmek için hazır olacaklar. | Open Subtitles | استمعوا جميعاً, حالما ينهون غدائهم سيبدأون التجهز للمباركات في الثانية والنصف |