Ubient'in merkezi Seattle'da. Belki Yarın sabah gidip onunla konuşabiliriz. | Open Subtitles | يوبنت هنا فى سياتل ربما نذهب هناك غدا صباحا لرؤيته |
Öyleyse Yarın sabah savunmanın ilk tanığı Christian Longo'yla başlayacağız. | Open Subtitles | سنبدأ مع أول شاهد على الدفاع كريستيان لونغو غدا صباحا |
O gece, bütün eşyalarımı çantama koydum, babamın odasına girdim ve dedim ki: "Yarın sabah bir otobüs gelecek, | TED | في تلك الليلة حزمت امتعتي في حقيبة ومشيت لغرفة ابي وقلت له غدا صباحا الباص سوف يأتي |
Böylece bu örnekte, bir dağıtım şirketi: "Yarın sabah depoya yetişmesi gereken çok önemli bir siparişimiz var. | TED | على سبيل المثال، أعلنت شركة توزيع، لدينا طلبية عاجلة علينا إعدادها للخروج من المستودع غدا صباحا. |
Ancak vaziyet böyle giderse Yarın sabah Batum'a ayak bastıktan kısa süre sonra ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | ولكن, كما هو الموقف فى الوقت الحاضر ستكون ميتا خلال لحظات قليلة بمجرد نزولك على ارض باتومى غدا صباحا |
Yarın sabah Batum'a vardığımızda küçük ve özel bir hastaneye kaldırılacaksın. | Open Subtitles | عندما تصل الى باتومى غدا صباحا سيتم اصطحابك الى مستشفى خاص صغير |
Ama kaçmıyoruz, Dixon. Yarın sabah ayrılmak için her şey hazır. | Open Subtitles | اننا لا نهرب يا ديكسون , جميعنا قد رتبنا أمرنا للرحيل غدا صباحا |
Bir daha kirletmeyesiniz diye Yarın sabah gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | و غدا صباحا سأتأكد من انك لن تفعل مثل ذلك ثانية |
Şevkinizi kırmasın bu. Yeni fıkralar. Yarın sabah, saat 11'de, tam zamanında. | Open Subtitles | . لا تجعلوا ذلك يقلل من عزيمتكم ، نُكت جديدة . غدا صباحا ، الساعة لـ 11 بالضبط |
Mahkeme Yarın sabah saat 10.30'a kadar ara veriyor. | Open Subtitles | تؤجل المحكمة إلى الساعة 10: 30 غدا صباحا |
Yarın sabah bitmek zorunda olması çok kötü. O bir deli, biliyorsun. | Open Subtitles | للأسف كل هذا سوف ينتهى غدا صباحا تعلمين أنه مجنون |
Yarın sabah ikinizde klinikte olacaksınız tam saat 10:00'da bagaj yok. | Open Subtitles | كلاكما يجب ان تحضرا الى عيادتى غدا صباحا فى العاشرة تماما, بلا حقائب |
Yarın sabah traş olmalıyım Kaninski Berber dükkanında. | Open Subtitles | احتاج للحلاقة غدا صباحا فى محل كانينسكى للحلاقة |
Ne var? Altın olsun olmasın, Yarın sabah bizi bırakacağını söyledi. | Open Subtitles | لأجل اتمام ما اتفقنا عليه سوف نذهب غدا صباحا |
Anna dedi ki o burada kalacakmış ama profesör Yarın sabah arabayla yola çıkacakmış. | Open Subtitles | أنا تقول أن البروفيسور سيغادر غدا صباحا بالسيارة بينما هي ستبقى هنا |
Yarın sabah o ahıra gireceğiz ve, o çürümüş çöp torbalarının hepsini, temizlediğimize emin olmadan çıkmayacağız. | Open Subtitles | غدا صباحا سنذهب داخل تلك الحظيرة و لن نخرج حتى أن يدمروا كلّ أولئك الأكوام المتعفّنة للقمامة |
Yarın sabah tüm bu olanlar için bana özür dolu bir yazı yazacaksın. | Open Subtitles | غدا صباحا انت سوف تكتب لي اعتذار رسمي لهذه القضيه الكامله |
Öyleyse, Yarın sabah, savcı davayı çekeceğini ilan edecek. | Open Subtitles | لذا سيعلن المدعى العام غدا صباحا إسقاطه الدعوى |
İdam edilmesi gerektiğini biliyorum fakat kararı Yarın sabah vermeye zorlayan biri mi var? | Open Subtitles | نحن نعلم ان الحكم بالأعدام مطلوب لكن من سيجبرنا على نطقه غدا صباحا ؟ ؟ |
Yarın sabaha kadar. Belki birşey bulurum. | Open Subtitles | ربما غدا صباحا, أمهلني الى صباح الغد ربما أستطيع أن أنبش عن بعض المعلومات |
Elektrik şirketinin suratına telefonu kapadım, ve arızalı bir hat haline dönüştü, bu yüzden Yarın sabah ilk iş tamir edecekler. | Open Subtitles | و تبين ان المشكلة بخط معطل لذا سيصلحون الامر غدا صباحا |
Ama, ben sizi Yarın ilk iş olarak arasam nasıl olur? | Open Subtitles | ولكن ، لعلني أستطيع الاتصال بكِ مجددا غدا صباحا |