| Bana ihanet ettiği günki imzaladığı ölüm hükmünü uyguluyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أنفذ حكم الإعدام الذي وقعه يوم غدر بي |
| Ülkesine ve hükümdarlığına aşkı için ihanet ettiği söylenen Paris'i bile duymuş olabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قَدْ تكون سَمعَت عن باريس، الذي يَقُولونَ أنه غدر ببلاده وتاجه... للحبِّ. |
| Bana ihanet etmesi bir yana bir de ailesine ihanet etti. | Open Subtitles | يكفيني مشكلة أنه غدر بي لقد غدار بالعائلة |
| O zamanlarda biz İspanyolar'a Araplar'ı Afrikaya'ya geri sürmeleri için yardım ettik, ancak Katolik kral bize ihanet etti. | Open Subtitles | في ذلك الوقت ساعدنا الأسبان لطرد العرب :إلى أفريقيا, ولكن الملك الكاثوليكي غدر بنا |
| Parayla birlikte kaçtıklarından emindi. Resmen kazık atmışlardı. | Open Subtitles | كان واثقاً أنهم أخذوا الأموال في غدر |
| Senin kardeşin bizi düzdü. | Open Subtitles | أخوك قد غدر بِنا |
| Lakin yediliden biri diğer altı kişiye ihanet etti. | Open Subtitles | إلا أن واحد من هؤلاء السبعة قد غدر بالستة الآخرين. |
| Bir zamanlar çok iyi arkadaşı olan ama sonra ona ihanet eden rakip bir suikastçi. | Open Subtitles | إنه مغتال خصم .. كان يوماً صديق مفضل لكنه غدر به |
| Çünkü beni çocukları kurtarmak için karısına ihanet eden bencil olmayan rahip olarak görüyorlardı. | Open Subtitles | لأنّهم يحسبونني قدّيس إيثاريّ غدر بزوجته لإنقاذ حفنة أطفال. |
| Onun en iyi dostuydu. İhanet etti. | Open Subtitles | كان صديقة الحميم الا أنة غدر بة |
| Bo, Johnny'yi benim evimde vurdu ve Johnny'nin senin için ona ihanet ettiğini ve herkesin benim başka bir Crowder'ı daha vurup, kaçtığımı düşüneceğini söyledi. | Open Subtitles | قتله " بويد " في منزلي قائلاَ أنه غدر به ويقول أن الجميع سيظن أنني قتلت " كراودر " آخر وهربت |
| Çok öfke, çok ihanet var. | Open Subtitles | غضب كثير، غدر كثير |
| En güvendiği kişi O'na ihanet etti, ve bir çok insan öldü. | Open Subtitles | لقد غدر به شينبو |
| Oğlum size ettiği kadar bana da ihanet etti. | Open Subtitles | ولدي غدر بي كما غدر بكم |
| Bize ihanet eden polis. | Open Subtitles | العميل الذى غدر بنا0 |
| Bize ihanet eden o muydu? | Open Subtitles | هل كان هو الشخص الذى غدر بنا؟ |
| Ve kendisine ihanet eden herkesten intikam almaya başlar. | Open Subtitles | ويثأر من كل شخص غدر به، |
| Ama bugün, Winchester bize ihanet etti antlaşma imzalandı, Allan Gisborne'nun adamı Marian aceleyle götürüldü... | Open Subtitles | لكن اليوم، (وينتشيستر) غدر بنا، والمعاهدة وقّعت (ألين) رجل (غيسبورن) (ماريان) تجري بفرس |
| Hükümdar öldü, Qetesh ona ihanet etti. | Open Subtitles | * الملكَ ميتُ، وَقعَ في غدر * كوتاش |
| Parayı aldıklarından emindi. Ona kazık atmışlardı. | Open Subtitles | كان واثقاً أنهم أخذوا الأموال في غدر |
| Kardeşin bizi düzdü! | Open Subtitles | أخوك غدر بنا! |
| Buna kalleşlik derler! | Open Subtitles | غدر! |