Her 1 gramlık paket... sadece 0.3 gram saf eroin içeriyor. | Open Subtitles | .. كيس بوزن واحد غرام يحتوي فقط على ثلث غرام من الهيروين النقي |
Bizi kenara çekti ve kasadaki masayı karıştırırken yarım gram kokain buldu. | Open Subtitles | سحبنا الى الخارج وبداء يتحرى في المنضده الخلفيه للحافله و وجد نصف غرام من كوكاين. |
Sizi terkederken anüsten 25 gram ölü hücre ile birlikte çıkacaktır. | Open Subtitles | وعندمايغادركمالطعامأخيرا، سيأخذ حوالي 25 غرام من الخلايا الميتة منأمعائكممعه. |
Aldığın her 100 grama karşılık vücudundan 100 gram eti söküp atacakmış. | Open Subtitles | لكل 100 غرام من الوزن الإضافي ستمزق 100 غرام من لحمك |
Penisilin verecektiniz, ama alerjisi olduğu için bir gram vancomycin vermeye karar vermiştiniz. | Open Subtitles | كنت ستضعينه على البنسلين لكنه كان يتحسس منه لذا وضعته على غرام من الفانكومايسين |
Aynı zamanda herkesi uyanık tutabilmek için 100'er gram kokain ile uyarıcı bir de. | Open Subtitles | وستجلب لي أيضاً 100 غرام من الكوكايين وعقّار سبيد لكي لا يفقد الجماعة صوابهم |
Bir kilo çöptente beşyüz gram geri dönüşümlü materyal ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | وكيلوغرام واحد من القمامة يولد 500 غرام من المواد القابلة لإعادة التدوير |
Her yemekte 30 gram hayvan proteini almam gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى 30 غرام من بروتين حيواني في كل وجبة منفردة |
Hadi bakalım. 100 gram manitol ve daha fazla nefes aldırın. | Open Subtitles | اعطوه 100 غرام من المنيتول وارفعوا معدل تنفسه |
İnme iniyor. Bir gram dilantin, hemen. | Open Subtitles | ،إنه يعاني أزمة غرام من ديلانتين في الحال |
Pekâlâ, bir fok bünyesine 100 gram cıva alır ve bir ayı da 100 fok yer böylece bu 100 gram cıva da ayının karaciğerinde birikir. | Open Subtitles | الفقمة تمتص غرام من الزئبق فيقوم الدب بالتهام 100 فقمة هذه 100 غرام من الزئبق |
Beyin içi basınç kateterini hazırlayın şişliğin inmesi için yüz gram mannitol verin. | Open Subtitles | تحضروا لقسطرة داخل الدماغ، مائة غرام من المانيتول لخفض التورم |
Laura, bize 300 gram tuzla karıştırılmış 2 litre su lazım. | Open Subtitles | لورا نحتاج 2 لتر من الماء الحار مع 300 غرام من الملح |
Tanıdığım bu puşt polis, üzerime 28 gram kokain yerleştirdi. | Open Subtitles | هذا الشرطي الأحمق الذي أعرفه وضع 28 غرام من الكوكايين في مكاني. |
Polis üzerinde yarım gram kristal met buldu. | Open Subtitles | عثرت عليها الشرطة وبحوزتها غرام من مخدرات الكريستال |
Bir sığırın ayak parmakları arasından alınmış bir gram kalsifikasyon mantarı. | Open Subtitles | غرام من فطر المتكلس بين أصابع قدم ثور التبيت. |
Beyaz bir plastik çantanın içinde yaklaşık olarak 1.5 gram sentetik uyuşturucu bulundu. | Open Subtitles | كيس بلاستيكي ابيض يحتوي على 1.5 غرام من الكاثينون |
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi üreticilerin ürünlerinde "0" gram trans yağ bulunduğunu yazmaları için hak talebinde bulunmalarına izin verir, ürünlerin içinde porsiyon başına yarım gram trans yağ olsa bile. | TED | سمحت إدارة الأغذية والعقاقير للمصنعين أن يدعوا أن منتجاتهم تحتوي على صفر غرام من الدهون المتحولة حتى إذا كان لديهم بالفعل ما يصل إلى نصف غرام لكل حصة |
Son bir yıI içerisinde bu maddeden yaklaşık iki gram aldığını ve... üç ay önce çok sıradışı bir genetik geriye dönme hadisesi... yaşadığını yazdı. | Open Subtitles | انه خلال العام الماضي كنت تجرب حوالي اثنين غرام من هذا المخدر على نفسك وتعرضت الي حالة غير عادية جدا من الانحدار الجيني قبل نحو ثلاثة أشهر. |
İnanabiliyor musunuz? Kanında 2.8 gram alkol varmış! Hem de o bir şoför! | Open Subtitles | وجد بدم سائق السيارة 2.8 غرام من الكحول |