Mumyalayanların ilk işi burnundan kancalı bir çubuk sokmak ve burun deliklerinden beynini çıkarmak. | Open Subtitles | أول شيء كان يفعله المحنطون، كان غرس خطاف في أنفه، ثم سحب مخه من خلال فتحات الأنف. |
Başkalarının zihnine izinsiz rüya sokmak terörizmdir. | Open Subtitles | غرس أحلام في عقول الناس هو إرهاب |
Olayları görüş şeklini değiştirdi... çünkü şimdi bokun içinde 60 dolarlık banknot var... ve 60 dolar için elini bokun içine sokmak istiyor... ve buda tüm parasını nasıl geri aldığını açıklıyor! | Open Subtitles | غيّر الطريقة بالوضع الذي يراه... لأنّه الآن أصبح هناك 60 دولار في القذارة... ولأجل 60 دولار كان راغب في غرس يده فيه... |
Hayır, ona saldırdım. Sonra bana kazığı sapladı. | Open Subtitles | كلاّ أنا أتيت فى إثره ، و غرس الوتد فى صدري. |
Tam evin kapısına vardığımda, üstüme atlayıp bıçak gibi dişlerini sapladı. | Open Subtitles | ثم, قبل أن أصل الى باب منزلى الأمامى... قفز ثم غرس أسنانه داخلى |
- İnsanların kalplerine iğne sokmak hakkında konuşmaya başlamadan önceydi o. | Open Subtitles | -هذا كان قبل حديثك عن غرس الإبر في القلوب. |
- Buraya döndüğü gece Longthorn hançerini eline sapladı ve Roger bağırmadı bile. | Open Subtitles | -ليلة عودته غرس لونجثورن خنجره مباشرة خلال يدّه وهو لم يصرخ حتى |
Artie, adam senin göğsüne bir kılıç sapladı. | Open Subtitles | آرتي), لقد غرس سيفاً في صدرك) |