Kızılötesini duymak gerçekten iyi çünkü bu sayede odada hareket dedektörü olup olmadığını fark edebiliyorum. | TED | فعلى سبيل المثال، فإن إدراك الأشعة تحت الحمراء جيد لأنه بإمكانك الكشف عن ما إذا كان هناك أجهزة كشف الحركة في غرفةٍ ما. |
Müşterilerinin üç kat tırmanıp... kendilerini kuzey kutbundan daha soğuk bir odada bulmalarını nasıl beklersin? | Open Subtitles | كيف تتوقعين من الزبائن أن يصعدوا ثلاث أدوار على الدرج ليجدوا أنفسهم في غرفةٍ أبرد من القطب المتجمد الشمالي؟ |
Havasız bir odada uyumasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدها أن تنام في غرفةٍ هوائها مُلوّث. |
İncelemediğim bir otel odasına girmenize izin veremem. Aaron, teşekkür ederim. | Open Subtitles | فلا أستطيع السماح لكِ بدخول غرفةٍ بفندق لم أتدقق منها |
Onu yargılamana gerek yok. Onu bağla, bu iş bitene kadar odasına kitle yeter. | Open Subtitles | ليس عليكَ أن تلومها، إنّما قيّدها، اوصدها في غرفةٍ حتّى ينقضي هذا الأمرِ. |
İki iskeletle aynı odadayız ve senin ödünü koparan bu mu? | Open Subtitles | نحنُ في غرفةٍ مع هيكلين عظميين و ما يخيفكِ عنكبوت ؟ |
Ama konuk odasında karşılaşırsam, benim için ruh halini, tavrını bilmediğim.. | Open Subtitles | لكن إن قابلتكِ في غرفةٍ رسم فأنتِ مخلوقٍ بمزاج و طباع |
Ama şuan karanlık bir odada yasal olarak araba bile kirayalamayan, ...koridor dolusu insandan saklanıyorum. | Open Subtitles | وأختبئ في غرفةٍ مظلمة بعيدًا عن ممرّ الناس العاجزين عن إستئجار سيارة بطريقة قانونية |
Büyükannemin cenazesinde tören başlayana kadar tabutu özel bir odada tutmuşlardı. | Open Subtitles | في جنازة جدتي أبقوا على التابوت في في غرفةٍ خاصة حتى تبدأ مراسم الجنازة |
Annem boş bir odada kalıyorsa bazılarımız da onunla kalsa ya? | Open Subtitles | علمتُ بأنك ستكون أول من تضربين إن كانت أمي ستبقى في غرفةٍ فارغة |
Tanrım... ömrümün geri kalanını iki tuvaletli, küçük bir ahşap odada dünyanın en salak herifiyle geçireceğim. | Open Subtitles | يا الله... سأقضي ماتبقى من عمري في غرفةٍ خشبيةٍ صغيرة بمرحاضين مع أغبى رجلٍ في الكون. |
Karımla konuşmam gerekiyor. Hangi odada acaba? | Open Subtitles | ، أريد التحدث مع زوجتي في أي غرفةٍ هي؟ |
Sadece, um uzun zamandır kimseyle bir odada bulunmadım. | Open Subtitles | ...لكنّني لم أجلس مع أحدٍ في غرفةٍ واحدةٍ منذ مدّة |
asla erkeklerle aynı odada kalmalarına izin veremem. | Open Subtitles | لن أدع فتاةً تنام معك في غرفةٍ واحدة |
Sadece... şuan karanlık bir odada oturabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أستطيع الجلوس في غرفةٍ مظلمةٍ حالياً |
Hayır. - Hangi odada buldun? | Open Subtitles | كلا في أيّ غرفةٍ وجدته؟ |
Frank Lloyd Wright'ın eviydi, ve hayır, hoşuma gitmemişti çünkü rehber adama sürekli hangi odada "Operanın Hayaleti"ni* yazdığını soruyordun. | Open Subtitles | كان منزل (فرانك لويد رايت) و لم أحببه، لأنّكِ بقيت تسألين المرشد بأيّ غرفةٍ ألّف "شبح الأوبرا". |
Aradığım her odada masanın üstünde kare cam bir vazo vardı. | Open Subtitles | في كلِ غرفةٍ فتشتها وجدتُ فيها زهريةٍ زجاجية مربعة الشكل على هذه الطاولة ماكس) قال انه الضحية قد ضربتُ) |
Asa, şehrin minyatürünün olduğu bir harita odasına götürülür. | Open Subtitles | ...وكما كنت "تأْخذ العصا إلى غرفةٍ خاصّة في "تانيس... غرفة خريطة مَع التصغير |
Hiperbarik basınç odasına aldık. | Open Subtitles | إنه في غرفةٍ فائقة الضغط |
- Biz hangi odadayız? | Open Subtitles | في غرفةٍ نحن؟ |
Hani şehir dışına çıkarsınız da, otel odasında kalmak yerine kalacak bir yerin de olsun diye bir kızla sevişmek gibi tek bir gayeyle doğruca bir bara girersin ya. | Open Subtitles | عندما تغادرون المدينة ، وبدلاً من أن تذهبوا إلى غرفةٍ في فندق تذهبونَ مباشرةً إلى الحانة مع نيةٍ في الحصول على فتاة وبالتالي يصبح لديكم مكانُ تباتون فيه |