Ben yatak odasına gidiyorum. | Open Subtitles | لماذا أَدْخلَ غرفةَ النوم؟ أَنتظرُك في السريرِ. |
Neden fotokopi odasına bakmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تُدقّقَ غرفةَ النسخةَ؟ لَرُبَّمَا العقود في هناك. |
İşte bu yüzden ilk gideceğimiz yer ana kontrol odası. | Open Subtitles | حَسناً، لِهذا محطتنا الأولى سَيصْبَحُ غرفةَ السيطرةِ الرئيسيةِ. |
- Soyunma odası zemininde yaptım. | Open Subtitles | أنا لا أَتذكّرُ ذلك. أرضية غرفةَ الخزانات. |
Aslında, ben eşinin yatak odasını görmek isterim. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا أوَدُّ أَنْ أَرى غرفةَ نومها. |
Mimar değilim ama yatak odasının eve dahil olduğundan oldukça eminim... | Open Subtitles | لستُ مهندساً لكنّني واثقٌ أنّ غرفةَ النوم الرئيسيّةَ جزءٌ من المنزل |
yatak odasındaki sandalyedeki ve mutfaktaki kan, annenin. | Open Subtitles | الموافقة، دمّ مِنْ كرسي غرفةَ النوم والمطبخ عُدْ إلى الأمِّ. |
Hiçbiriniz bir sonraki emre kadar ameliyathane görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن يرى أحدٌ منكم غرفةَ العمليّات حتى إشعارٍ آخر |
Binbaşı limanda kalmayı ve buz odasına göz kulak olmayı tercih eder. | Open Subtitles | الرئيس يُفضل أن تبقى عند المرفأ ويَحْرسُ غرفةَ الثلجَ. |
Bu yüzden şehrin diğer yanına, kalabalık bir hastane bekleme odasına gittim. | Open Subtitles | لذاذَهبتُعبرالمدينةِ إلى حَشرَ غرفةَ إنتظار مستشفى. |
Oturma odasına gidip bunu konuşacağız. | Open Subtitles | سَنَدْخلُ غرفةَ الجلوس وسَنُناقشُه. |
- Otel odasına. Pratiğe. | Open Subtitles | - يَعُودُ إلى غرفةَ الفندقَ للمُزَاوَلَة. |
Bu sefer düzgün bir oda kullanın, malzeme odası değil. | Open Subtitles | و هذه المرّة، استخدما غرفةً فعليّة لا غرفةَ صيانة |
yatak odası olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَكُونَ غرفةَ نومها. |
yatak odası kapısının önü kapalıymış. | Open Subtitles | باب غرفةَ النوم مُنِعَ. الذي تَعْني، "مسدود"؟ |
Ama baskı hissetmesin diye yatak odasını ona verdim. | Open Subtitles | لَكنِّي أعطيتُها غرفةَ النوم لأنني لَمْ أُردْها أَنْ تَبْدوَ مضغوط. |
Belki eğer o eli bulursak, işkence odasını da buluruz. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا إذا نَجِدُ اليَدَّ، نَجِدُ غرفةَ التعذيبَ. |
Sharona, aşağı in, soyunma odasını araştır! | Open Subtitles | شارونا، يَذْهبُ طابق سفلي، دقّقْ غرفةَ ملابسها! |
Oturma odasının koltuğunu yaktım. | Open Subtitles | أشعلتُ النار فيه أريكة غرفةَ الجلوس. |
Eğer çocuk bizimle kalacaksa, şu an burada oturma odasının zemininde, Alan'la sevişirim. | Open Subtitles | لا، أَنا جدّيُ! أنا سَأُمارسُ الجنس مَع ألن هنا على أرضيةِ غرفةَ الجلوس إذا نَصِلُ إلى العيشِ هذا الطفلِ! |
Bu oturma odasındaki halıya kedinin b..k'unu yapmasına benziyor. | Open Subtitles | نحن لَنْ نُخرجَ النَتَانة. هي مثل سجادةِ غرفةَ الطعام |
ameliyathane için beni kayıt dışı rezervasyon yapabilir misin? | Open Subtitles | إريدك أن تحجزي لي غرفةَ عملياتٍ خارج المقصورة؟ |