ويكيبيديا

    "غرفةَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odasına
        
    • odası
        
    • odasını
        
    • odasının
        
    • odasındaki
        
    • ameliyathane
        
    • yatak
        
    Ben yatak odasına gidiyorum. Open Subtitles لماذا أَدْخلَ غرفةَ النوم؟ أَنتظرُك في السريرِ.
    Neden fotokopi odasına bakmıyorsun? Open Subtitles لماذا تُدقّقَ غرفةَ النسخةَ؟ لَرُبَّمَا العقود في هناك.
    İşte bu yüzden ilk gideceğimiz yer ana kontrol odası. Open Subtitles حَسناً، لِهذا محطتنا الأولى سَيصْبَحُ غرفةَ السيطرةِ الرئيسيةِ.
    - Soyunma odası zemininde yaptım. Open Subtitles أنا لا أَتذكّرُ ذلك. أرضية غرفةَ الخزانات.
    Aslında, ben eşinin yatak odasını görmek isterim. Open Subtitles في الحقيقة، أنا أوَدُّ أَنْ أَرى غرفةَ نومها.
    Mimar değilim ama yatak odasının eve dahil olduğundan oldukça eminim... Open Subtitles لستُ مهندساً لكنّني واثقٌ أنّ غرفةَ النوم الرئيسيّةَ جزءٌ من المنزل
    yatak odasındaki sandalyedeki ve mutfaktaki kan, annenin. Open Subtitles الموافقة، دمّ مِنْ كرسي غرفةَ النوم والمطبخ عُدْ إلى الأمِّ.
    Hiçbiriniz bir sonraki emre kadar ameliyathane görmeyeceksiniz. Open Subtitles لن يرى أحدٌ منكم غرفةَ العمليّات حتى إشعارٍ آخر
    Binbaşı limanda kalmayı ve buz odasına göz kulak olmayı tercih eder. Open Subtitles الرئيس يُفضل أن تبقى عند المرفأ ويَحْرسُ غرفةَ الثلجَ.
    Bu yüzden şehrin diğer yanına, kalabalık bir hastane bekleme odasına gittim. Open Subtitles لذاذَهبتُعبرالمدينةِ إلى حَشرَ غرفةَ إنتظار مستشفى.
    Oturma odasına gidip bunu konuşacağız. Open Subtitles سَنَدْخلُ غرفةَ الجلوس وسَنُناقشُه.
    - Otel odasına. Pratiğe. Open Subtitles - يَعُودُ إلى غرفةَ الفندقَ للمُزَاوَلَة.
    Bu sefer düzgün bir oda kullanın, malzeme odası değil. Open Subtitles و هذه المرّة، استخدما غرفةً فعليّة لا غرفةَ صيانة
    yatak odası olmalı. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ تَكُونَ غرفةَ نومها.
    yatak odası kapısının önü kapalıymış. Open Subtitles باب غرفةَ النوم مُنِعَ. الذي تَعْني، "مسدود"؟
    Ama baskı hissetmesin diye yatak odasını ona verdim. Open Subtitles لَكنِّي أعطيتُها غرفةَ النوم لأنني لَمْ أُردْها أَنْ تَبْدوَ مضغوط.
    Belki eğer o eli bulursak, işkence odasını da buluruz. Open Subtitles لَرُبَّمَا إذا نَجِدُ اليَدَّ، نَجِدُ غرفةَ التعذيبَ.
    Sharona, aşağı in, soyunma odasını araştır! Open Subtitles شارونا، يَذْهبُ طابق سفلي، دقّقْ غرفةَ ملابسها!
    Oturma odasının koltuğunu yaktım. Open Subtitles أشعلتُ النار فيه أريكة غرفةَ الجلوس.
    Eğer çocuk bizimle kalacaksa, şu an burada oturma odasının zemininde, Alan'la sevişirim. Open Subtitles لا، أَنا جدّيُ! أنا سَأُمارسُ الجنس مَع ألن هنا على أرضيةِ غرفةَ الجلوس إذا نَصِلُ إلى العيشِ هذا الطفلِ!
    Bu oturma odasındaki halıya kedinin b..k'unu yapmasına benziyor. Open Subtitles نحن لَنْ نُخرجَ النَتَانة. هي مثل سجادةِ غرفةَ الطعام
    ameliyathane için beni kayıt dışı rezervasyon yapabilir misin? Open Subtitles إريدك أن تحجزي لي غرفةَ عملياتٍ خارج المقصورة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد