O gelin süitinde bir oda dolusu şüpheli var. | Open Subtitles | أصبح لديً غرفة مليئةٌ بالمشتبه بهمِ في الجناحِ العرسان هذا. |
Ama bir oda dolusu aç misafirimiz var. | Open Subtitles | لَكنَّنا ما زِلنا عِنْدَنا a غرفة مليئةٌ بالضيوفِ الجياعِ |
Onu, bir oda dolusu insanın önünde utandırdığın için öyle söyledi. | Open Subtitles | قالتْ فقط ' بأنّ يَجْعلُك أحرجتَ ها في a غرفة مليئةٌ بالناسِ. |
Sen de beni bir oda dolusu insanın önünde ağlatmıştın. | Open Subtitles | ثم جعلتيني أبكي أمام غرفة مليئةٌ بالناس |
Bir oda dolusu insanın, senin hakkında ne kadar da üzüldüğünü ve sana acıdığını düşün, acaba ne hissederdin? | Open Subtitles | إعتقدْ كَمْ أنت would've شَعرَ إذا دَخلتَ a غرفة مليئةٌ بالناسِ... كُلّ شخص يَتحدّثُ عن كَمْ حزين حياتكَ وكَمْ يَستخطونَك. |