- Bunları da odalarına kilitleyin. - Peki efendim. Götürün. | Open Subtitles | إحبسهم فى غرفهم نعم يا سيدى , خذهم من هنا |
Havaalanından hiçbir uçak kalkmıyor, hiçbir tekne balık tutmaya çıkmıyor, turistler nazikçe sahilden otel odalarına eşlik ediliyor. | TED | بحيث لا طائرات تقلع من المطار، ولا قوارب تخرج للصيد، ويغادر السياح الشاطئ إلى غرفهم في الفنادق. |
William, Bay Poirot'ya ve Yüzbaşı Hastings'e odalarını göster lütfen! | Open Subtitles | ويليام, اصحب السيد بوارو والكابتن هيستنجز الى غرفهم من فضلك |
Üniversitede çoğu oda arkadaşım benim kadar partiledi ve onların bir problemi yok. | Open Subtitles | وهناك الكثير من دراستي غرفهم احتفل بقدر ما فعلت، و وليس لديهم مشكلة. |
İnsanlara yanlış alarm olduğunu ve odalarında kalmalarını söyle. | Open Subtitles | اخبر الناس أنه كان إنذاراً كاذباً وأن يبقوا فى غرفهم |
Saat sabahın 5'i ve herkes odasına dönsün. | Open Subtitles | إنها الخامسة صباحاً وأريد من الجميع أن يعودوا إلى غرفهم الآن. |
Eğer bu beyleri odalarından çıkarmamı istersen bunu yaparım. | Open Subtitles | لو تريدي مني أن أُخرِج هؤلاء السادة من غرفهم,سأفعل |
Kâhya insanlarla ilgileniyor. Geceleri odalarına giriyor. | Open Subtitles | و هو يعتني بالناس يتواجد فى غرفهم بالليل |
Yeterince tahrik olan çiftler kendi odalarına dönüyordu. | Open Subtitles | بعض الأزواج يستثارون إلى درجة عودتهم إلى غرفهم أي منشطات ؟ |
Sınav kağıtlarını Pip çaldı ve odalarına koymak için beni kullandı. | Open Subtitles | سرقت النواة صحف الإمتحان وهو حصل عليني لوضعهم في غرفهم. |
Kontrol altında, ama önlem olarak, herkesin odalarına geri dönmesini ve ikinci bir emre kadar orada kalmasını istiyorum. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ولكن احترازياً , اطلب من الجميع العودة الي غرفهم ويبقوا فيها , حتي اشعار آخر ,شكراً لكم |
Onları bulduğunda odalarına girer ve ellerine vururmuş. | Open Subtitles | و عندما تجدهم تتسلل إلى غرفهم و تضرب أيديهم بشده |
Daha çok aile ekleyebilir, mutfak lavabolarını ve belki de oturma odalarını görebiliriz. | TED | يمكننا أن نضيف عائلات، ونرى مغاسل المطبخ، وربما غرفهم المعيشية. |
İngilizler'in odalarını her zaman derli toplu tuttuklarını düşünürdüm. | Open Subtitles | كنت أظن أن البريطانيين يحافظون على ترتيب غرفهم |
Eminim, Bay Poirot ile Yüzbaşı Hastings belki odalarını görmek ve akşam yemeği için hazırlanmak isterler | Open Subtitles | انا متأكد ان السيد بوارو, وهاستينجز يريدون ان يروا غرفهم للأغتسال قبل العشاء |
Mesele şu ki, yerden tasarruf etmek için millete üçüncü bir oda arkadaşını kabul edip etmeyeceklerini soruyorlardı. | Open Subtitles | لقد بدؤوا يسأولون زملائنا بأن يستقبلوا زميل ثالث في غرفهم لتوفير بعض من الغرف |
Gurjit oda numaralarını ve birkaç eşyayı paparazzilere satardı. | Open Subtitles | يبيع أرقام غرفهم و شيء من ذلك إلى المصورين |
Okulu asmalarının sebebi eğlenceli şeyler yapmaları... tüm gün boyunca odalarında saklanıp kapı önüne çıkmaktan korkmaları değil. | Open Subtitles | هم يفوتون المدرسة ليقوموا بعمل امور ممتعة وليس لكي يختبئوا في غرفهم طوال اليوم والخوف من تخطي الباب الامامي |
Çocukları odalarında bağlarız, böylece bir şey duymazlar. | Open Subtitles | يمكننا تقييد الأطفال في غرفهم في الطابق العلوي لكي لا يسمعوا أي من هذا. |
Adamların odasına çıkıp eşyalarını çalıyordu. | Open Subtitles | تجلب الأشخاص إلى غرفهم كي تتمكن من سرقتهم |
Yalnızlık düşkünlerinin küçük odalarından pizza ısmarlayarak birbirlerine ateş püskürdükleri bir dönem. | Open Subtitles | حيث ان هولاء المجموعه من المنعزلون يجلسون في غرفهم الصغير ياكلون البيتزا ويشعلون النار ببعضهم البعض في كل وقت |
odaları daha güneşliydi, partileri daha eğlenceli. | Open Subtitles | غرفهم أكثر إشراقاً وحفلاتهم أكثر إمتاعاً |
Bunu hemen söyleyebiliyorum, çünkü bakın yemek saati inanılmaz dakik ve o saatte odalarının dışındalar. | TED | ولقد عرفت ذلك من خلال مواعيد الطعام المنتظمة هنا, وهم خارج غرفهم الخاصة.صحيح؟ |
O olay sırasında, askeriyeden olmayan herkese bölmelerine gitmeleri ve durum sonuçlanana kadar orada kalmaları emredilecek. | Open Subtitles | إذا حدث ذلك، على كل المدنيين الرجوع إلى غرفهم وتبقوا فيها حتى ينتهي هذا الأمر |