Burada benim, yurt odalarında veya evdeki salonlarında tek başına olan bu insanları yönettiğim küçük videomu görebilirsiniz. | TED | يمكنكم مشاهدتي في هذا الفيديو أقود هؤلاء النّاس، الجالسون بمفردهم في غرف نومهم أو غرف المعيشة بالمنزل. |
Ve bir annenin bana söylediği gibi, yatak odalarında her gece bir parti var gibi. | TED | و كما قالت لي إحدى الأمهات، كأن هناك حفلة في غرف نومهم كل ليلة |
Zamanım insanların evlerinde, yatak odalarında geçti. | Open Subtitles | لقد قضيت الكثير من الوقت أتجول في بيوت الناس , في غرف نومهم |
Yatak odalarında tv olmayan insanlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين لم يملكوا أبدا تلفازا في غرف نومهم |
- Yatak odalarında turlayıp yataklarına geri dönüyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الناس يمشون أثناء النوم حول غرف نومهم و يعودون إلى أسرتهم |
Kafalarına örtü takıp odalarında bütün gün düğünleri gibi dolaşıyorlar sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنهم يقفزوا فى غرف نومهم و البطانيه على رؤوسهم و يتظاهروا أنه يوم زفافهم |
Eve gidip karısını, ağzı hala benim aletim gibi kokarken öpüp öpmeyeceğini, çocuklarının odalarında, iyi geceler diyebilmek için babalarını bekleyip beklemediğini merak ettim. | Open Subtitles | وتساءلت عما إذا كان سيقبّلها لدى وصوله المنزل فتستطيع شم رائحتي عليه، وتساءلت عما إذا كان الأطفال في انتظاره في غرف نومهم |
Öyle kötüleşti ki, Trent ve Jane odalarında uyuyamaz hale geldi. | Open Subtitles | حتّى لم يعد بإستطاعة (ترينت) و(جين) النوم في غرف نومهم الخاصّة. |
Saçları ıslak bir şekilde yatak odalarında uyanıyorlar.. | Open Subtitles | يستيقظون في غرف نومهم و شعرهم رطب. |
Çocuklar odalarında. | Open Subtitles | إن الأولاد في غرف نومهم |