Çok vaktim yok. Ramona sonunda uyuyakaldı ve ondan kurtulmam için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | انظري، "رامونا" غفت أخيرا ، و أحتاج منك أن تساعديني بالتخلص منها |
Nadine koltukta uyuyakaldı. | Open Subtitles | و نادين غفت في الكرسي المريح |
Ama ben, sabah kahvaltı hazırlayacağına söz vermiş bir adamın sıcak koynunda uyuyakalmış güvenilir bir dulum. | Open Subtitles | عوضا عن أرملة واثقة غفت في إحتضان دافئ لرجل وعد بإعداد الفطور |
Yolda giderken, kabine girip *Papa Bear'ın yatağında uyuyakalmış. | Open Subtitles | وفي الطريق هربت ووجدت نفسها في كوخ... ُ غفت في سرير الدب الأب... |
Yatak odasında, sızdı. | Open Subtitles | لقد غفت في غرفة النوم |
Savaş uykuya yattı, ancak bir gözü daima açık. | Open Subtitles | غفت الحرب غفوةً ولم تنعَس نعاسًا. أبقت دائما إحدى عينيها مفتوحة |
Derken o uyuyakaldı. | Open Subtitles | ومن ثم غفت |
O gece eve dönüş yolunda yorgunluktan bitap düşüp direksiyon başında uyuyakalmış. | Open Subtitles | في طريقها إلى المنزل في تلك الليلة... "غفت أثناء القيادة" "لأنها كانت مرهقة جداً" |
Kanepende sızdı. | Open Subtitles | لقد غفت على أريكتك |
sızdı. | Open Subtitles | غفت بسرعه. |
Bu da bir saat falan önce uykuya daldı. Sağ ol dostum. | Open Subtitles | وتلك الجميلة قد غفت منذ ساعة مضت. |
Ashley, iyileşeceğim. Ayağı uykuya dalmış olabilir. | Open Subtitles | آشلي)، ستكون الأمور بخير) - قد يعني أنّ قدمه قد غفت - |