ويكيبيديا

    "غنية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zengin
        
    • varlıklı
        
    • zenginsin
        
    • zenginim
        
    • zengindi
        
    • zengindir
        
    • bol
        
    • zengini
        
    • zenginlik
        
    • zenginliği
        
    • zenginse
        
    2006'daki ölümününe kadar, Orta Asya'nın doğal gaz bakımından zengin bir ülkesi olan... ...Türkmenistan'ın mutlak güce sahip lideriydi. TED إلى أن توفى في عام 2006، حيث كان يمثل القوة العظمى في تركمانستان دولة غنية بالغاز الطبيعي بآسيا الوسطى.
    Şu anda bunu A.B.D. gibi büyük ve zengin bir ülkenin yapacağını düşünebiliriz. TED الآن يمكننا أن نفكر في دولة غنية كبيرة مثل الولايات المتحدة للقيام بذلك.
    İllüstrasyonları genelde metin kadar zengin olan ikinci bir hikâye anlatırdı. TED عادة ما تحكي رسومهم التوضيحية قصة ثانية غنية مثل النص نفسه.
    Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı. TED هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط
    Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka seçeneği olmayan bir oğlun hikayesi. Open Subtitles الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم ماً
    Toprak burada çok bereketli. zengin, nadasta ve iyi sulanmış. Open Subtitles هذه أرض غنية جدا غنية و مسطحة و يصلها الماء
    Hayır, her neyse işte. "Zavallı zengin kız" olayının modası geçti. Open Subtitles كلا، مهما يكن، أعني، أنت تعرف فتاة غنية صغيرة سيّئة تتلاعب
    Ama daha iyi bir ailesi olan zengin bir kadınla evlendi. Open Subtitles لكن إنتهى الأمر بزواجه من إمرأة غنية مع خلفية عائلة لطيفة
    Virginia, zengin ve açgözlü bir çocuk olarak yetiştirildiğini düşünüyor. Open Subtitles فيرجينيا تقول لأنك تربيت على أن تكون غنية و طماعة
    Nedendir bilinmez sıkıcı ve yaşlı bir yavşağa dönmüş babana mı hayatını dolu dolu ve zengin yaşamış kimseleri umursamayan dedene mi? Open Subtitles أبيك، الذي تحول لسبب أجهله إلى والد عجوز وممل أم جدك الذي عاش حياة غنية ومليئة بالمغامرات ولم يقبل الإهانة من أحد؟
    Sence onun kadar zengin bir kız şu doğum lekesiyle durur muydu? Open Subtitles ألا تعتقد أن فتاة غنية مثلها كانت لتقوم بعلاج تلك الوحمة ؟
    O okul çok zengin! Her çocuğun kendi laptopu var! Open Subtitles تلك المدرسة غنية جدا كل طفل منهم يملك حاسوبا محمولا
    Ve buzdağı erirken birçok canlı varlığı besleyen minerallerden zengin tatlı suyunu dışarıya verir. TED بذوبان كتلة الجليد، تطلق مياها عذبة غنية بالمواد المعدنية تغذي الكثير من أشكال الحياة.
    Benim zengin bir çocuk olup yoksul bir çocukla uğraşıp durmam veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi. TED أعني، إنه لم يكن حادثاً أنني كنت طفلة غنية وأنا أضايق طفلة فقيرة أو اتضح أن فيكي ستصبح شاذة أخيراً.
    Aslında, Kimya çok zengin ve vucudumuz bunun büyük bir bölümünü kullanır. TED في الواقع الكيمياء غنية, وأجسامنا تستخدم الكثير منها
    Farkları bizimkisi kadar zengin bir zihne sahip olmamaları, Nedeni de bizimki gibi bir serebral kortekse sahip olmamaları. TED إلا انها لسيت غنية كما لدينا, لانها لاتملك قشرة مخ مثلنا.
    Aklım ve kalbim pişmanlık duymadan geriye dönüp bakabileceğim daha zengin ve gerçek bir hayata vesile olacağını da biliyor. TED وأعلم في قلبي وعقلي أيضاً أن كل الصعوبة ستؤدي إلى حياة غنية وأصيلة يمكنني تذكرها دون ندم.
    ve büyük ölçüde çevreleyen dünyaya dönüşmemiz süper heyacanlı olacak, buna benzer uygulamalar ve olasılıklar yaşamlarınıza zengin veri gönderecekler. TED برسومات، قوة حسابية، وتفاعل سريع مثل هذه التطبيقات والإمكانات ستدفق بيانات غنية إلى حياتنا
    Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ...ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka çaresi kalmamış oğullarının hikâyesidir. Open Subtitles الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم معاً
    zenginsin. Rahatın yerinde. Kahrolası kitabın var. Open Subtitles أنت غنية ومرتاحة لديك كتابك اللعين الذي كتبته
    Paramın satın alabileceği insanların değerini bilmeye yetecek kadar zenginim. Open Subtitles انا امرأة غنية كفاية لأقدر الرجال ومالي يستطيع شراء اي شيئ ذهبت للتحدث مع الروجو
    Şehir, tahıl ve koyun yönünden zengindi ve hepsi kralın mülkiyetindeydi. Open Subtitles إنها كانت مدينة غنية بالخراف والحبوب كل شيء فيها ملك للملك
    Tohumlar enerji yönünden zengindir, yani besin kalorisi çoktur, kıtlık zamanları için bolluk zamanında depolayabilirsiniz, ama bir dezavantajı var. TED والبذور غنية بالطاقة أي بالكثير من سعرات الغذاء الحرارية ويمكن أن تخزنها عندما تفيض لأوقات القحط، ولكن هناك أجزاء ستتلف.
    Yılın bu zamanlarında Dyer Adası avın en bol olduğu tek yerdir. Open Subtitles في هذا الوقت من السنة لا توجد مراعى غنية للصيد عدا هذه الجزيره
    Onlar, büyük bir tabak dolusu makarna yedikten sonra kendimizi sakin ve protein zengini bir yemekten sonra canlı hissetmemizin nedenlerinden biri. TED إنها أحد الأسباب التي قد تجعلك تشعر بالراحة بعد تناول طبق كبيرمن المعكرونة، أو باليقظة بعد وجبة غنية بالبروتين.
    Burada onlar için bile şehirsel olarak bir zenginlik yok. TED انها ليست غنية بما فيه الكفاية للمدنيين للذهاب الى هناك.
    Bunlardan biri maden zenginliği. Open Subtitles أحد هذه الأسباب أن الأرض هناك غنية بالمعادن
    Eğer büyükbabamın ailesi o kadar zenginse, biz neden zengin değiliz? Open Subtitles إن كانت عائلة جدي غنية جداً لماذا نحن لسنا أغنياء؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد