Ben, koşulsuz sevgi ve saygının sadece insan yaşamını kurtarmakla kalmayıp onu dönüştürebileceğinin de bir kanıtıyım. | TED | انا دليل، الحب غير المشروط والاحترام ليس بأمكانه فقط أنقاذ حياة ولكن بأمكانه تغيير حياة |
Ve doula olarak çalışırken öğrendiğin tek bir şey varsa o da şudur ki birazcık koşulsuz destek gerçekten çok faydalı olabiliyor. | TED | لكن إن كان هناك شئ واحد تعلمته من عملى كقابلة، أن القليل من الدعم غير المشروط يمكن أن يساعد كثيراً. |
Buradan size bakıyorum da, koşulsuz sevginin ne olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أعني، وأنا أجلس هنا الأمر الذي أراه عندما أنظر إليكما أنتم الإثنان الشيء الذي يتحرك بي هو الحب غير المشروط الخاص بكم |
Tanrı'nın kayıtsız şartsız sevgisine inanmak istemediğimiz için bütün bunlar. | Open Subtitles | هل السبب هو رفضنا للإيمان بحب الرب غير المشروط لنا |
15 Ağustos 1945'te, Japonya kayıtsız şartsız teslim oldu. | Open Subtitles | في 15 أغسطس 1945 أعلنت اليابان استسلامها غير المشروط |
koşulsuz desteğine sahip olduğumuzu bilmek beni memnun etti, Frank. | Open Subtitles | يسعدنا أن نعرف أن لدينا الخاص غير المشروط سند ، فرانك. |
Bir çocuğun babası olmanın verdiği kalıcı koşulsuz sevgi kaynağının hayali... | Open Subtitles | ..الوهم أن الأبوة لطفل تخلق ...حمماً مستمرة من الحب غير المشروط |
koşulsuz sevgi, ve bir yuva verdiniz. | Open Subtitles | مقابل الحب غير المشروط ومنزل ادعوه المنزل |
Bu sabah saat 2:41'de koşulsuz teslim anlaşması imzalandı. | Open Subtitles | وثيقة الاستسلام غير المشروط تم توقيعها عند الساعة 2: 41 من صباح اليوم |
Bir koşulsuz uyarıcı öğrenilmemiş, istemsiz, şarta bağlı olmayan bir tepki üretir. | Open Subtitles | حسنا، التحفيز غير المشروط هو شيء ينتج رد فعل غير مكتسب ولا ارادي |
Yoksa Prens Drakan'ın emirleri koşulsuz sadakatinizi alacak mı? | Open Subtitles | أو يمكن لأوامر الأمير داركان أن تلقى الولاء غير المشروط منكم؟ |
Meclis'e koşulsuz şartsız sadık kalacağına yemin edebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك التعهد بالولاء غير المشروط إلى المجلس؟ |
Bu şefkat durumuyla, koşulsuz şefkatle ilgileniyor. | TED | إنه يتعامل مع حاله التعاطف , التعاطف غير المشروط . |
Bir çocuğun babası olmanın verdiği kalıcı koşulsuz sevgi kaynağının hayali... | Open Subtitles | أن الأبوة لطفل تخلق ...حمماً مستمرة من الحب غير المشروط |
Bir hayvanın koşulsuz, şartsız sevgisi gibi bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء مثل الحب غير المشروط الحيوان . |
Veya bir annenin koşulsuz sevgisi gibi. | Open Subtitles | أو ذلك الحب غير المشروط من الأم. |
İşbirliğini arttırmak: Okullarda rekabetçi öğrenim yerine yardımsever öğrenim. Kurumların içinde koşulsuz işbirliği. Kurumların arasında biraz rekabet olabilir ama kurum içerisinde olmaz. | TED | تعزيز التعاون: التعليم التعاوني في المدارس بديلاً عن التعليم التنافسي. التعاون غير المشروط داخل الشركات-- قد يكون هناك بعض التنافس بين الشركات ولكن ليس داخلها. |
Ve sizin koşulsuz teslimiyetinizi kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأقبل بانسحابك غير المشروط. |
Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olduğu az önce açıklandı. | Open Subtitles | لقد أعلن الانسحاب غير المشروط عن المانيا |
Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olduğu az önce radyolardan duyuruldu. | Open Subtitles | لقد أعلن الانسحاب غير المشروط عن المانيا |
Ya kayıtsız şartsız teslim olursunuz ya da garnizonu güç kullanarak alırız. | Open Subtitles | إمّا الاستسلام غير المشروط أو سنسيطر على الحامية بالقوة |