ويكيبيديا

    "غير صحيح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğru değil
        
    • yanlış
        
    • doğru olmadığını
        
    • Doğru olmayan
        
    • yalan
        
    • doğru olamaz
        
    • değilsin
        
    • Yanılıyorsun
        
    • doğru değildir
        
    • öyle değil
        
    Yalnızca o araçların elektronik etkinliğe sahip olacağı söyleniyor ama bu doğru değil. TED يدعون أنهم سيكونوا الوحيدين الذين يملكون سيارات كهربائية فعالة، لكن هذا غير صحيح.
    Bu doğru değil. Sen onu gerçeğe dönüştürüyorsun. Ama doğru değil. Open Subtitles لا، ذلك غير صحيح أنت تجعل ذلك صحيحًا، لكنه ليس كذلك
    Güzel! doğru değil ve dünya daha iyi bir yer. Open Subtitles حسنا , هو كلام غير صحيح والعالم الان مكان افضل
    Çünkü teknolojiyle ilgili yanlış bir şey yok, teknolojiye yaklaşımımız yanlış. TED لأنه لا يوجد خطأ بالتكنولوجيا، ولكن منهجنا المتعلق بالتكنولوجيا غير صحيح.
    Teknik olarak doğru değil, çünkü senin bir hayatın yok. Open Subtitles حسناً، هذا غير صحيح تقنياً لأنه ليست لديكِ حياة أصلاً
    Masrafları aksesuar ve figüranların arkasına saklıyor. Bu doğru değil. Open Subtitles إنها تخفي مبالغ ضخمة بداع الديكورات والإضافات، هذا غير صحيح
    Bu doğru değil. Koothrappali ve Wolowitz her zaman geliyor. Open Subtitles هذا غير صحيح كوثربلي و وولتس يأتيان هنا طوال الوقت
    Bu doğru değil. Doğru görünmüyor. Bu yanlış bir şey. Open Subtitles إن هذا غير صحيح فقد كانت متزوجة مني يا سكوت
    Bu doğru değil, en azından annesi için. Annesi endişelenmişti. Open Subtitles غير صحيح ، على الأقل بالنسبة للأم فقد كانت قلقة
    Hayır Paul, bu kayıt dışı ve doğru değil. Kısmen. Open Subtitles هذا بيني و بينك و غير صحيح أيضاً، نوعاً ما
    Bu doğru değil. Bu iki duvarın beyaz olması lazım. Open Subtitles هذا غير صحيح ، ينبغي أن يكون هذان الحائطان أبيضان
    Çoğu kadın, erkekler çocuk gibidir der. Ama bu doğru değil. Open Subtitles كثير من النساء يقولون أن الرجال كالأطفال ولكن هذا غير صحيح
    Ama eğer doğru olsaydı ki doğru değil. - Ama doğru. Open Subtitles رغم أنه غير صحيح من الواضح لكن لو كان وهذا مستبعد
    Her zaman en önemli şeyin o olduğunu düşürsün ama bu doğru değil. Open Subtitles ،بالمرةِ الأولى , تفكر دوما بأنها أهم شي .لكن هذا الأمر غير صحيح
    Hayır. Kesinlikle doğru değil. Bu konuda hiçbir kanıtınız yok. Open Subtitles لا، ذلك غير صحيح البته وليس لديكِ دليل على ذلك
    Bayan Grant, düşündüğünüz şey için üzgünüm ama doğru değil. Open Subtitles سيدة جرانت انا اسفه اعتقدي ما تعتقدي ولكنه غير صحيح
    Beni politik açıdan yanlış bir parça et için mi ektin? Open Subtitles أنت فجر لي من أجل قطعة من اللحوم غير صحيح سياسيا؟
    Anlayışım, tek bir yanlış girişin bu kilidi kalıcı olarak dondurabileceği yönündeydi. Open Subtitles مأخوذ بعلمي أنّ إدخال واحد غير صحيح يمكنه تجميد هذا القفل، للأبد
    Ayrıca çok çirkin ve ikincisi, bunun doğru olmadığını biliyorsun. Open Subtitles و بشع ايضاً ثانياً , تعرفين ان هذا غير صحيح
    Bu sene içinde dört ayrı hastane. Doğru olmayan bir şeyler var. Open Subtitles هذا رابع مستشفى هذه السنة وهناك شيء غير صحيح
    "Aşkın gözü kördür" derdim ama, ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz. Open Subtitles حسنا, كنت لأقول الحب أعمى لكن كلانا نعرف أن ذلك غير صحيح
    İkisi de doğru olamaz, görünüşe göre. Open Subtitles كلا الواقعين معا غير صحيح ولكن كلاهما يبدو موجودان
    Bir şeylerin yolunda olmadığını gören tek kişi sen değilsin. Open Subtitles انت لست الشخص الوحيد الذي يرى ان هناك شيء غير صحيح.
    - Yeni bir tane daha yapabilirler. - Yanılıyorsun. Open Subtitles يمكنهم أن يبتكروا بديلاً عني - غير صحيح -
    Daha da kötüsü doğru değildir. Open Subtitles والأسوء من ذلك أنه غير صحيح بأمر من الله
    Duygularımızı dışa göstermede bu örümcekten daha fazla yetkimiz olduğunu düşünüyor olabiliriz ama belki de öyle değil. TED وقد نعتقد أننا نمتلك قدرا من التحكم في ما يظهر من حالتنا الداخلية أكثر من العنكبوت، ولكن ربما هذا غير صحيح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد