Ve senin de parasını ödeyen insanlara yasa dışı şeyler aldığını biliyoruz. | Open Subtitles | و نعلم أنك تشتري أشياءً غير مرخصة لأشخاص هم على استعداد للدفع، |
Kapıyı aç. yasa dışı olan insan klonlama. Bu bir insan olmayacak. | Open Subtitles | الهندسة الوراثية البشرية غير مرخصة وهذا لن يكون بشرى كلياً |
"Ft. Lauderdale'de yasa dışı reçeteli ilaç bulundurmaktan tutuklandı." | Open Subtitles | "اعتقل في (فورت لودردايل) لحيازته أدوية غير مرخصة" |
Bölgedeki ajanlar yasadışı silahlarla ilgili kanıt aramaya devam edecekler. | Open Subtitles | سيقوم العملاء فى الموقع بالبحث على أدلة بوجود اسلحة نارية غير مرخصة. |
Adamlarınızı yasadışı bir operasyona gönderdiğinize dair elinde kanıtı var. | Open Subtitles | لديه دليل على أنك قد أرسلت رجالك ضمن مهمة غير مرخصة. |
Adam orada ruhsatsız bir timsah parkı yönetecek. | Open Subtitles | حيث سيقوم بإدارة حديقة تماسيح غير مرخصة. |
Diğer taraftan, sen çok başarılı bir ruhsatsız bar işletiyorsun. | Open Subtitles | وانت , من جهة أخرى أدرت حانة غير مرخصة وكانت ناجحة جدا |
Lauderdale'de yasa dışı reçeteli ilaç bulundurmaktan tutuklandı." | Open Subtitles | "اعتُقل في (فورت لودردايل) لحيازته أدوية غير مرخصة" |
Pervasız tehlikeye atmak ve yasadışı ateşli silah kullanımı suçlarından. | Open Subtitles | أنتم تقرون بتهمتي التصرف المتهور و إستخدام أسلحة ناريّة غير مرخصة. |
- yasadışı havai fişeklerim de var. - Havai fişkeler! | Open Subtitles | وأنا حصلتُ على ألعاب نارية غير مرخصة - ألعاب نارية ، إنّه حصل علي ألعاب نارية - |
Bu yasadışı ruhsatsız silaha. | Open Subtitles | هذا، وبندقية غير مرخصة مخالفا للقانون. |
Muhtemelen bir doktor, Kreuzberg'de bulunan bir ruhsatsız bir klinik. | Open Subtitles | قد يكون طبيبا أو يُدير عيادة غير مرخصة بمكان ما داخل (كروزبيرغ) أو بمحيطها |