Benden para istedi, ben de onu alaşağı etmek zorunda kaldım. Tek yumruk. | Open Subtitles | إنقضت علي, فأضطررت إلى أن أعطيتها الضربة القاضية, بلكمة واحدة |
Tuvelet kağıtları bitmiş, ellerimi kullanmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لم أجد مناديل للمرحاض فأضطررت لإستخدام يداي |
Eski kutularını kaldırmaya çalıştım, ama o kadar gerildi ki geri getirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اخرج صناديقه القديمة لكنه اهتاج للغاية، فأضطررت لأعادتهم |
O kadar çok başımın etini yedi ki ona bir şey söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كانت تضايقني كثيراً حيال ذلك فأضطررت أن أخبرها بقصة ما |
Kimliğim açığa çıktı. Harekete geçmek zorunda kaldım. Üzgünüm. | Open Subtitles | تغطيتى أنكشفت ياسيدى فأضطررت للتصرف |
Böbreklerimden biri iflas etti, ben de aldırmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أحد كليتيّ أنفقت فأضطررت الى إزالتها. |
Onun ızdırabını bitirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | فأضطررت الى انهاء معاناته |