Ama eğer ölürüm de ondan ayrılamam diye düşünüyorsan başka bir seçeneğin var. | Open Subtitles | لكن اذا لم تستطيعي وفضلت الموت على فعل هذا فأمامك خيار واحد متبقي |
Acele etmeyin. Çok zamanınız var. | Open Subtitles | لا تكن في هذه العجلة فأمامك كل الوقت في العالم. |
Acele etmeyin. Çok zamanınız var. | Open Subtitles | لا تكن في هذه العجلة فأمامك كل الوقت في العالم. |
Yeni doğum günün evlat. Seni bekleyen yeni bir hayat var. | Open Subtitles | إنه عيد مولدك الجديد يا بني فأمامك مستقبل جديد |
Yani hayatını değiştirip değiştirmeyeceğine karar vermek için beş dakikan var. | Open Subtitles | ... ولذا فأمامك خمس دقائق لكي تقرري إذا كنتِ ستغيرين حياتكِ |
Eğer bu hızda devam ederse birkaç aylık ömrün var. | Open Subtitles | إن لبثتِ تشيخين بهذا المعدّل، فأمامك بضعة أشهر. |
- Harika. Eğer doktorluk işi yürümezse temizlik işinde iyi bir geleceğin var. | Open Subtitles | إذا لم تنجح وظيفتك كطبيب, فأمامك مستقبل باهر كمدبر منزل |
Onu, seninle ya da sensiz yakalayacağız, bu yüzden eğer günbatımını seyretmek istiyorsan, tek bir şansın var. | Open Subtitles | سنقبض عليه برفقتك ودونك، فأمامك خيار واحد فقط، وذلك إن شئت رؤية غروب الشمس مجدداً |
Zamanını burada boşa harcadığını düşünüyorsan öğrenmen gereken çok şey var demektir. | Open Subtitles | لو ظننت أن وقتك هنا كان هباءاً، فأمامك الكثر لتتعلمه |
Semeri vurmana izin vermiyorsa, iki seçeneğin var demektir. | Open Subtitles | إن لم يفرضن سيطرتهن، فأمامك خياران. |
Ama bir şey istiyorsanız tek bir seçeneğiniz var. | Open Subtitles | لكن إن أردت شيئا، فأمامك خيار واحد |
Sınırdışı edilmek istemiyorsanız sizi teslim etmemem hususunda beni ikna etmek için bir saatiniz var. | Open Subtitles | لانه اذا كان الترحيل يقلقك فأمامك أقل من ساعة لاقناعي -أن لا اسلمك لهم |
Paris'i bilmiyorsanız gezmek için bir kaç gün var. | Open Subtitles | إن لم تزر باريس من قبل فأمامك عدة أيام |
Yani iki seçeneğin var: | Open Subtitles | لذا فأمامك خياران ..مبادئك |
- O zaman tam olarak 1 saatin var demek. | Open Subtitles | إذن فأمامك ساعة واحدة |