Gayzerler gibi görülmeye değer her şeyi gördük, Badland'de durduk . Burayı diğer yerlere kıyasla bir macera olarak hatırlıyorum. | TED | شاهدنا كل المناظر، مثل الينابيع وتوقفنا عند الأراضي الوعرة، ولكن أكثر من الأماكن، فأنا أتذكر هذا كمغامرة. |
Geçmişi hatırlıyorum seni ve senin kötü şakalarını. | Open Subtitles | فأنا أتذكر الماضي بالفعل وأتذكرك بنكاتك الرديئة |
Mutlaka görmüşsündür. Burada küçük meleğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا ما حدث فأنا أتذكر ملاكك الصغير هذا |
Evet. Ne olduğunu iyi hatırlıyorum. Sende hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | نعم ، فأنا أتذكر ما حدث بالضبط ، فهل تتذكر أنت ؟ |
Çünkü çok iyi hatırlıyorum ki, seçimlerden sonra herşey farklı olacak demiştin. | Open Subtitles | فأنا أتذكر أنك أخبرتني أن الأمور ستتغير بعد السباق الرئاسي |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Babanı çok iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة لسماع هذا فأنا أتذكر والدك جيداً |
Sana baktığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | فأنا أتذكر نفسي عندما أنظر إليك |
Bunu Avrupa'da gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | فأنا أتذكر أنني رأيت الملصق في أوروبا |
Yeminimi kelimesi kelimesine hatırlıyorum. | Open Subtitles | ... فأنا أتذكر كل كلمة من القسمِ |
Büyüğünü hatırlıyorum. | Open Subtitles | فأنا أتذكر الأكبر |
Hepsini hatırlıyorum. | Open Subtitles | فأنا أتذكر كل شئ |
Büyük kan kaybının yan etkilerinden biriyse, sınır bir bakış açısı vermesi, bu yüzden bir sedyede olduğumu beş sent boyutunda koni görüşüne sahip olduğumu hatırlıyorum. Başımı çeviriyordum sonra St. Vincent Hastanesine vardık, koridorlardan hızla geçiyorduk, ışıkların uzaklaştığını gördüm ve bunun gibi özel efektli hatıralar. | TED | وإحدى الآثار الجانبية من فقدان كمية ضخمة من الدم هو ضعف الرؤية الجانبية ولذا فأنا أتذكر أنني كنت على النقالة ولدي رؤية محدودة جداً بحجم مخروط قطره قطر عملة صغيرة، وكنت أحرك رأسي ووصلنا إلى "سانت فنسنت"، ومسرعين إلى أسفل هذا الممر، وأنا أرى الأضواء تذهب، وأثر غريب من الذكريات مثل ذلك. |
Ona bir çek ile ödeme yaptığımı hatırlıyorum, imzası arkadaydı. | Open Subtitles | (فأنا أتذكر بأننى دفعت لة بواسطة (شيك |