nasıl olduysa aynı sosyal görüşte olan çok zengin insanlardan oluşan küçük bir gruptan seçim yapmak durumunda kaldınız | Open Subtitles | لكن قبل أن تنتبه للامر, بطريقةٍ ما, تجد نفسك مضطرا للإخْتياَر من بين مجموعةٍ صغيرة من فاحشي الثراء الذين |
Hepimizi 2 dk içinde çok zengin edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعلنا جميعا فاحشي الثراء في دقيقتين |
Çok, çok zengin oldukları eski zamanlardan. | Open Subtitles | بالماضي عندما كنا فاحشي الثراء |
Sana bir şey açıklayayım. Süper zengin insanlarla uğraşılmaz. Makineli tüfeği olan çocuk gibidirler. | Open Subtitles | دعني أفسّر شيئاً ، لا تعبث مع الناس فاحشي الثراء ، إنّهم كالأطفال مع رشاشات |
Süper zengin insanlar, Mashburn gibi mi? | Open Subtitles | -أناس فاحشي الثراء مثل (ماشبورن)؟ |
Söylemek istediği; bütün aşırı zengin spor yıldızlarının aynı özellikleri olsaydı fakat ayrıca beyaz olsalardı, onların toplumda daha iyi olmalarını bekleyebilirdik. | TED | إنها تقول أنه إن كان لهؤلاء النجوم الرياضين فاحشي الثراء نفس الصفات لكنّهم كانوا بيضًا أيضًا، سنتوقع أن يكونوا أفضل مكانةً في المجتمع. |
Bazı insanlar aşırı zengin siyahi sporculara bakıp şöyle diyor, "Gördün mü? Hepsi çok zengin. Beyaz ayrıcalığı diye bir şey yok." | TED | يشير بعض الأشخاص إلى النجوم الرياضين السود فاحشي الثراء ويقولون، "أترون؟ إنهم أثرياء جدًا. لا وجود للامتياز المبني على اللون الأبيض." |
Çok, çok zengin oldukları eski zamanlardan. | Open Subtitles | بالماضي عندما كنا فاحشي الثراء |
Lucy, çok zengin olabiliriz. | Open Subtitles | لوسي, سنكون فاحشي الثراء |