Ama annen çok talepkâr bir kadın ve onu biraz olsun tanıyorsan yanına eli boş dönemeyeceğimi de biliyorsundur. | Open Subtitles | ولكن أمك إمرأة متطلِّبة للغاية، ولو كنت تعرف أي شيء عنها، فستعلم أنني لن أتمكن من العودة فارغة اليدين. |
Eğer oraya gidip onu ameliyat olması konusunda ikna etmemi istiyorsan, bunu eli boş yapamam. | Open Subtitles | واذا تتوقع مني أن أعود اليها وأتملقها .. لتعمل العملية لا أستطيع الظهور فارغة اليدين |
Bu kadar yol geldikten sonra ellerim boş olarak geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | لا استطيع الرجوع فارغة اليدين بعد أن قطعت كل تلك الطريق |
Öyleyse korkarım ki ellerim boş geldim. | Open Subtitles | أخشى أنني عدت فارغة اليدين. |
Paran yoksa elin boş gelmeliydin. | Open Subtitles | إذا أنتِ لا تستطعين مجاراة معاييرنا , تعالي فارغة اليدين |
Giderken hiçbir zaman elin boş olmayacak. | Open Subtitles | لا تقومي أبدا برحلة إلى الداخل أو الخارج فارغة اليدين خذي ذلك! |
Evet, annem hep, "hiç bir partiye boş elle gitme" derdi buyüzden ZEN fırınına gidip biraz kurabiye aldım. | Open Subtitles | أجل، أخبرتني أمي بألا أقصد حفلاً فارغة اليدين |
"bir şartla. Elim boş gidersem. | Open Subtitles | ولكن بشرط واحد، ان آتي اليه فارغة اليدين |
Birinin evine giderken eli boş gitmemeyi babamdan öğrendim ben. | Open Subtitles | عندما أزور بيتاً ما , تعلمت من أبي بأن لا أذهب وانا فارغة اليدين |
Umarım eli boş gelmemiştir! | Open Subtitles | من الأفضل أن لا تأتي فارغة اليدين |
Bunlara O "gidin ve yiyin" diyor ve ben evime eli boş dönüyorum." | Open Subtitles | إنَّهيخبرهمبالذهابوتناولالطعام! وأرجع الى البيت فارغة اليدين. |
Cenevre'den eli boş dönmüyorum gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنني لن أغادر "جنيف فارغة اليدين في النهاية |
Finansörlere boş elle gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعود لمجموعة "تى سى" فارغة اليدين |
Şimdi buradayım, Elim boş gitmeyeceğim. | Open Subtitles | الآن بماأني هنا ...أنا لن أتركك فارغة اليدين |