"فارغه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• boş
• bomboş
• kurusıkı
• kuru
• boştu
• boşluk

O bir Girit'li. Onlar boş tehditler savurmaz.
انه من كريت وهؤلاء الناس لا يقومون بتهديدات فارغه

İnsanlar paralarını geri istiyor. Ve salonun 9/10'u boş.
الناس يطالبون بإستعادة نقودهم السينما تسعه و عشره فارغه

Mueller'in hiç açmadığı boş bir şişe vardı.
كان يوجد هناك قاروره فارغه لم يفتحها مولر ابدا

Yaşamın boş, çünkü bir bombayı oluşmaktan alıkoymakla harcıyorsun.
حياتك فارغه لانك قضيتها في محاولة تعطيل القنبله عن الانفجار

bomboş bir yerde, evrende tek başına olursa. Niye bu kadar karışık bu işler?
وتكون في غرفه فارغه في الكون لما هو بكل هذا التعقيد ؟

Sanırım eve gene eli boş döneceğiz.
أعتقد بأننا سنذهب الى البيت بأيدٍ فارغه مرة أخرى

Benim için fark etmiyordu. Ama oraya eli boş gidemem.
انا لا اهتم ، ولكننى لا استطيع الذهاب الى هناك وانا فارغه اليدين

Başka boş masa yoktu. Birlikte oturduk.
لم يكن هنالك أي طاولات فارغه لذا جلسنا معاً

O iki elin insanı boş elle gelmedi.
لم نحضر و أيدينا فارغه مليونين من القطع الذهبيه

Ben sadece elleri boş geri döneceklerini sanmıyorum.
ولكني لا استطيع ان اراهم يخرجون وايديهم فارغه

Bütün benzin tenekeleri boş. Aramaya devam et. Elektrik akımı için çok az gerekli.
كل عبوات الجاز فارغه اننا محتاجون فقط لعمليه كهربائيه واحده

boş bir sayfa gibi görünmesine rağmen onun için çok değerli.
بالرغم من أنه تبدو صفحه فارغه,ولكن لديها قيمه كبيره لديه

Ama şişenin niçin boş olup üzerinde niçin sadece kendi parmak izleri olduğunu açıklayamadı.
ما لم تستطع تفسيره هو لماذا كانت الزجاجه فارغه وبصامتها وحدها كانت على الزجاجه

Özellikler açacağınız tüm kasalar boş olursa?
خاصه عندما تجد كل الخزائن اللتى تسرقها فارغه

Yani, temiz çamaşırlara ihtiyacınız yok, ve bana aynı zamanda temiz çamaşır için özel olarak boş bir bavul taşıdığınızı mı anlatmaya çalışıyorsunuz?
لذلك لستِ في حاجة إلى ملابس جديدة وفي الوقت نفسه أنتِ تقولي أنكِ تأخذي حقيبة فارغه للبيت وخاصة للملابس الجديده

Bir yığın boş sayfa ve başlamak için birinci doğumgünü kutlamaktan daha iyi bir yol olamazdı.
عالقه بصفحة فارغه ولا يوجد طريقه لبدئها أفضل من الاحتفال بعيد الاول

Eğer öbür tarafa, bilirsin işte, göçüp gidersem yani hayatının ne kadar boş olacağını falan.
كيف سيصبح الامر بدوني؟ كم ستصبح حياتك فارغه

Sana göre bardağın bir yarısı hep boş, değil mi?
بالنسبة لك، الكأس دائماً ،نصف فارغه لانصفه مليئ أبداً؟

- Chad baksana, buzdolabım bomboş, bilmem anlatabildim mi?
مهلا ، تشاد ، أتعلم ، ان ثلاجتي فارغه أتفهم ما أحاول أن أقوله؟

Oyunu kurmak için iki el gerçek mermi ateşledim ve tamamlamak için de bir tane kurusıkı ateşledim.
صحيح اطقلت رصاصتين حقيقيتين لكي أحبك القصه و واحده فارغه لأكمل الخدعه

Şey, sen bize H kategorisindeki bir silah için ruhsat verene kadar silahlar, ki bunlara kuru sıkılar da dahil olmak üzere... 75cm den kısa olacak ve kayıtlı silah klüp üyeliği olacak ki bu üyelik de 1997 Silah Kanunları'na uygun olacak ve o klüp yetkililerinden biri tarafından imzalanmış olacak aksi taktirde silahları senden zorla almak durumunda kalacağım.
بينما تعطينا الترخيص لهذا السلاح سلاح نارى ، يتضمن مسدس و طلقه فارغه تحت 75 سم و مسجل فى نادى الرمايه

Bulduğum yuvalar ya boştu ya da kapanmış.
ولكنني لم أجد سوى جحور فارغه بل حتى أسوأ ،المسدوده منها

Ama sonra fark ettim ki asla doymuyordum, çünkü içimde büyük bir boşluk vardı.
وبعد ذلك ادركت انى ليس بسمينه لان بدوت فارغه جدا بالداخل