| Hap bağımlılığı, başarısız olan bir kariyer bozulmuş evlilik, kaybedilmiş burs yaşlılık | Open Subtitles | إدمان على الحبوب المخدره مسيرة قانونية فاشله زواج فاشل فقدان منحة دراسية |
| Belki Roma'ya olan gezisi başarısız olmamıştır ve güç topluyordur. | Open Subtitles | مكن ان رحلتها لروما لم تكن فاشله وانها تجمع جيشا |
| Seni de ikna edene kadar, buradaki vazifem başarısız oldu demektir. | Open Subtitles | حتى أُحضرك إلى المجموعه فإن مهمّتي هنا فاشله |
| Grizzly Lake Lisesi'ne yürüyerek giden ikinci büyük ezik olduğumu her sabah hatırlarım. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أتذكر أنا فقط ثاني أكبر فاشله قد مشت في مدرسة جريزلي ليك |
| Her zaman benim bir beceriksiz olduğumu düşündüğünü düşünürdüm. | Open Subtitles | اعرف انكِ تعتقدي دائماً انني فاشله |
| Dile kolay geliyor, ama bence tamamen, düpedüz, tartışmasız, su götürmez derecede ümitsiz. | Open Subtitles | اقصد كأقتراح يجب ان اقول ان هذا الامر بالكامل محاوله فاشله بكل تأكيد |
| UFO takıntısı yüzünden üç üniversiteden kovulan başarısız bir astrofizikçi ile eski bir dolandırıcı bir olup hükümetin normal görünümlü iki çocuğu kaçırıp var olmayan bir dağda esir tuttuklarını mı ilan edecek? | Open Subtitles | فيزيائيه فلكيه فاشله طُردت من ثلاث جامعات للتوجس بالصحون الطائرهـ تشترك مع مجرم سابق فيإعلانأن الحكومه.. |
| Sen göstermeden çok daha önce başarısız oldum. | Open Subtitles | لقد كنت فاشله منذو فترة طويله قبل اظهر لكم |
| başarısız bir seçim kampanyasının son çırpınışlarıyla ortaya attığı asılsız iddialar bunlar. | Open Subtitles | ادعاءات لا اساس لها بواسطة حملة سياسية فاشله |
| Buraya seni başarısız bir görevden kurtarmaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لإخراجك ليس لإنهاء مهمه فاشله |
| Senin bir hırsız olduğunu biliyorum. başarısız biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الذي أعلمه أنكِ سارقه أعلم بأنكِ فاشله |
| başarısız bir suikasti itiraf edemezdim. | Open Subtitles | لا يمكنني الاعتراف بمحاولة قتل فاشله |
| Harika bir haberim var. Annem başarısız olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | أخبار رائعه أمي تعتقد بأني فاشله |
| Biz bir tür değil, başarısız bir deneyiz. | Open Subtitles | نحن لسنا نوعا نحن مجرد تجربه فاشله |
| Görev başarısız oldu. | Open Subtitles | المهمّة كَانتْ فاشله. |
| O başarısız değildi. | Open Subtitles | انها ليست فاشله. |
| Bütün hayatım ve 2. sınıfın çoğunda, bir ezik olarak görüldüm. | Open Subtitles | منذ كنت صغيره وفي بداية الثانويه كنت فاشله |
| Tam bir ezik olduğumu düşünüyor olmalısın. | Open Subtitles | .رباه,مؤكد بأنكِ تضنيني فاشله تماماً |
| Herkes bana ezik muamelesi yapıyor. | Open Subtitles | جميعهم يظنون بأنني فاشله |
| Her zaman benim bir beceriksiz olduğumu düşündüğünü düşünürdüm. | Open Subtitles | اعرف انكِ تعتقدي دائماً انني فاشله |
| Bu demek oluyor ki, ya da olmuyor su götürmez derecede ümitsiz. | Open Subtitles | هذايعنىانهربما.. غير فاشله |