Bu hiç iyi olmadı, ahbap. Şimdi hiç fasulye alamayacağız. | Open Subtitles | هذا ليس بالشئ الجيّد الآن لم يعد لدينا أي فاصولياء |
Bunun için koca fasulye sırığına tırmandım. Git kendine başka bul. | Open Subtitles | تسلّقتُ شجرة فاصولياء مِنْ أجل هذه اذهبي و أحضري واحدةً لكِ |
fasulye pişirilen bir kır tavernasına ulaştık. | Open Subtitles | وصلنا لحانة بالبلد حيث كانوا يطبخون فاصولياء |
- Ka, Ka. | Open Subtitles | - فاصولية، فاصولياء. |
- Sanırım sihirli fasulyeler dev bir fasulye sırığına dönüşmüş. | Open Subtitles | ما هذا. ؟ أظن أن هذه الفاصولياء السحرية تحولت إلى شجرة فاصولياء كبيرة. |
Fırça ya da adzuki fasulyesi pudrası ile rengi tutturabilirsin. | Open Subtitles | تستطيعُ تعديل اللون بإستخدام أحمر الخدود أو .مسحوق فاصولياء الآدزوكي |
Galiba yatağa fasulye sosu döktüm. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك صلصة فاصولياء سوداء على السرير |
Her zamanki gibi. Günde bir dolar, fasulye ve saman. | Open Subtitles | كما هو الحال دائماً دولار في اليوم لشراء فاصولياء و قش |
Bakın, bakın, bakın. Pirzola, mısır ekmeği ve kuru fasulye. | Open Subtitles | يالَجمال هذا المنظر أضلُع , كعك و فاصولياء |
fasulye, yağ, un... eğer varsa süt ve şeker. | Open Subtitles | ..فاصولياء ،شحمخنزير،طحين . حليب وسكّر إن كان لديهم. |
Evet, buğday, mısır, patates, fasulye yetişiyordu... bir miktarı da benim olacaktı. | Open Subtitles | نعم ، كنت أزرع حنطة، ذرة، بطاطا، فاصولياء وكنت فى أشد الحاجه إليه |
Tamam, bu sadece zaman kaybı çünkü kimse yeşil fasulye getirmedi. | Open Subtitles | هذه مضيعة للوقت لأنه لا أحد أحضر فاصولياء خضراء |
Seni dünyalar arasında dolaştırabilecek sihirli bir fasulye. | Open Subtitles | كحبّة فاصولياء سحريّة. بإمكانها أنْ تنقلك بين العوالم. |
İki depremden ve fasulye sırığından sağ kurtuldum. Sanırım beynim hâlâ sallanıyor. | Open Subtitles | زلزالان، و قفزة عن شجرة فاصولياء أعتقد أنّ دماغي ما يزال يهتزّ قليلاً |
Demek var. Geri dönmenin bir yolu yani. Bir fasulye falan. | Open Subtitles | هناك طريقة للعودة حبّة فاصولياء أو ما شابه |
Eğer kast ettiğin buysa halının altında gizli fasulye saksısı ya da portal deliği yok. | Open Subtitles | حالفك الحظّ؟ لا شتلة فاصولياء و لا دوّامة تحت البساط إنْ كان هذا قصدك |
- Ka, Ka. | Open Subtitles | - فاصولياء، فاصولياء. |
- Ka, Ka. | Open Subtitles | - فاصولياء، فاصولياء |
Yarın da, sihirli fasulyeler gelecek. | Open Subtitles | وغدا، هناك شحنة فاصولياء سحرية قادمة |
Kıpkırmızı olmalı istiyorsun değil mi? Çünkü kızarmak üzereyim. İki cheeseburger ve bir Meksika fasulyesi alabilir miyim? | Open Subtitles | هل تريدين ان اخجل لانني سأحمر خجلا اريد 2 تشيز برغر وواحد فاصولياء برغر |
- Ev yapımı bir şey olsun. bezelye, börek ve püre. | Open Subtitles | وجبة المحل فاصولياء و فطيرة حلوى |
Çok güzel çünkü harika üçlü fasülye çorbası yaparım. | Open Subtitles | جيد لأنني سأعد ثلاثة فاصولياء بالفلفل الحار |
Neden cadının fasulyelerini aldın? | Open Subtitles | لماذا أخذت فاصولياء الساحرة؟ |
Ancak bizim karanlık bir lanetimiz, sihirli fasulyemiz veya gümüş ayakkabılarımız yok. | Open Subtitles | لكنْ ليست لدينا لعنة سوداء أو حبّة فاصولياء سحريّة أو خفّان فضّيان |