Bazı şeyleri açıklığa kavuşturalım. Sen ve ben bir terslik yapmadık. Falzone bana parayı ödeyen kişi. | Open Subtitles | دعني أوضح لك شيئاً لم نقم بأي عمل معاً بل كان (فالزوني) من يدفع لي |
Falzone sadece bir aracı. Benimle yüz yüze iş yapıyorsun. | Open Subtitles | كان (فالزوني) يعطيك مظروف الأموال فقط أما أنا فكنت أتعامل معك وجهاً لوجه |
Falzone'nin ödemeleri hergün bu çitlere gelmemin tek sebebi. | Open Subtitles | مظروف (فالزوني) هو السبب الوحيد لاقترابي من هذا السور يومياً |
Hey, patron, sadece bana biraz zaman ver, patron, ve ben de Falzone sana her ne veriyorsa onu karşılayayım. | Open Subtitles | يا زعيم اعطني بعض الوقت فقط و يمكنني أن أصل للمبلغ (الذي يدفعه لك (فالزوني |
Anladı ki Abruzzi ve Falzone- - Çalıştığı insanlar-- Katillerdi. | Open Subtitles | (أدرك أن (أبروزي) و (فالزوني الرجلان اللذان يعمل لحسابهما قاتلان |
Şey, o odaya geri dönmemizin tek yolu Falzoneye hala onun için değerli olduğumu kanıtlamaktan geçiyor, bu yüzden ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | حسناً، الوسيلة الوحيدة لاستعادة هذه الغرفة هو أن أثبت ل(فالزوني) أنني لازلت مفيداً |
Falzone geçen akşam Kanada'da yakalanmış. | Open Subtitles | (لقد أمسكوا ب(فالزوني) ليلة أمس في (كندا |
Görünüyor ki Philly Falzone'nin Kanada'da başı biraz sıkıntıda. | Open Subtitles | يبدو أن (فيلي فالزوني) واجه بعض (المشاكل في (كندا |
Falzone Bellick'e dün ödeme yapmış, yani şimdi çok iyiyiz. | Open Subtitles | دفع (فالزوني) ل(بيليك) البارحة لذا فنحن متفاهمان الآن |
Sen ve ben bir terslik yapmadık. Falzone bana parayı ödeyen kişi. | Open Subtitles | لم نقم بأي عمل معاً بل كان (فالزوني) من يدفع لي |
Falzone'nin ödemeleri hergün bu çitlere gelmemin tek sebebi. | Open Subtitles | مظروف (فالزوني) هو السبب الوحيد لاقترابي من هذا السور يومياً |
Hey, patron, sadece bana biraz zaman ver, patron, ve ben de Falzone sana her ne veriyorsa onu karşılayayım. | Open Subtitles | يا زعيم اعطني بعض الوقت فقط و يمكنني أن أصل للمبلغ (الذي يدفعه لك (فالزوني |
Falzone geçen akşam Kanada'da yakalanmış. | Open Subtitles | (لقد أمسكوا ب(فالزوني) ليلة أمس في (كندا |
Görünüyor ki Philly Falzone'nin Kanada'da başı biraz sıkıntıda. | Open Subtitles | يبدو أن (فيلي فالزوني) واجه بعض (المشاكل في (كندا |
Falzone Bellick'e dün ödeme yapmış, yani şimdi çok iyiyiz. | Open Subtitles | دفع (فالزوني) ل(بيليك) البارحة لذا فنحن متفاهمان الآن |
Falzone'ye söyle, ben "muhasebe hatalarına" tahammül edemem. | Open Subtitles | اخبر (فالزوني) أن مشاكل الحسابات ليست من شأني |
Falzone senin gibi adamlarla direkt konuşmaz. | Open Subtitles | لا يتحدث (فالزوني) لأمثالك مباشرةً |
Falzone sadece bir aracı. | Open Subtitles | كان (فالزوني) يعطيك مظروف الأموال فقط |
Falzone senin gibi adamlarla direkt konuşmaz. | Open Subtitles | لا يتحدث (فالزوني) لأمثالك مباشرةً |
Falzoneye hala onun için değerli olduğumu kanıtlamaktan geçiyor, bu yüzden ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | هو أن أثبت ل(فالزوني) أنني لازلت مفيداً |