Açıklık, mesuliyet, ölçme yerine, kişilikleri suçlarsak, verimli olmamaya bir de adaletsizliği ekleriz. | TED | عندما نلوم شخصياتهم فبدلاً من الوضوح والمسؤولية والقياس، نضيف الظلم على انعدام الفعالية |
Duvarlar inşa etmek için para harcamak yerine mültecilere yardım edecek programlara para yatırmak daha iyi olurdu. | TED | فبدلاً من إسراف المال في بناء الحوائط من الأفضل إنفاقها على البرامج التي تساعد اللآجئين على مساعدة أنفسهم. |
Yani yöneticilere büyük duyurular yaptırmak yerine, takım kendi kendini yönetiyor aslında. | TED | فبدلاً من وجود مسؤولين يلقون الإعلانات، في الواقع، يدير الفريق نفسه. |
Bu kadar da değil, elimi ve parmaklarımı kullanmak yerine, elimi yumruk yapıp kullanacağım, -ki bu durumu daha da ilginçleştirecek. | TED | ليس ذلك وحسب، فبدلاً من استخدام يدي وأصابعي سأستخدم يدي وأغلقها لتصبح قبضة مما يضفي قليلاً من المتعة أيضاً |
Böylece, biyolog bir meslektaşım olan, Jean-François Brunet'le bu şişmiş beyin parçalarını atmak yerine incelemeye karar verdik. | TED | فبدلاً من رمي هذه القطع من الدماغ المتورم، قررنا مع جان فرانسوا برونيه، وهو زميلي متخصص في علم الأحياء، لدراستها. |
Ben agnostikim ve Tanrı'ya şükretmek yerine yemeğimin gerçekleşmesine yardım eden insanların bazılarına teşekkür ederim. | TED | فأنا لاأَدريّ، ولذا فبدلاً من شكر الله، أشكر الأسخاص الذين ساعدوا في توفر طعامي. |
Otomobilin içinde sıkışıp kalmak yerine, bisikletimi sürüyorum, otobüse, trene biniyorum ve çokça yürüyorum. | TED | فبدلاً من كوني معزولاً داخل سيارة، صرت أركب دراجتي، أستقل الحافلات والقطارات وأمشي كثيرًا. |
Kendi kadın siyasi partimizin olduğunu, sorunlarımızı göz ardı etmek yerine, onları öncelik yaptığımızı hayal edin. | TED | تخيلوا لو أن لنا حزبًا سياسيًا خاصًا بنا فبدلاً من وضع قضايانا على جنب كمُلهيات نجعلها في قمة الأولويات. |
Bu yüzden umut aramak yerine, harekete geçmeliyiz. | TED | فبدلاً من بحثك عن الأمل، ابحث عن العمل. |
Elektrikli motorlar, elektromekanik çalıştırıcılar yerine sıkıştırılmış hava kullanıyoruz. | TED | فبدلاً من التركيز على المحركات الإلكترونية .. أو المحركات الميكاإلكترونية قمنا بإستخدام الهواء المضغوط |
Bu yüzden öfke, kızgınlık ya da iğrenme görmek yerine maske gülüşler görürsünüz. | Open Subtitles | لذا فبدلاً من رؤية الغضب و الاشمئزاز و الحزن فإنك تراها محجوبة على سبيل المثال |
Oyuncaklarla oynamak ya da kavga etmek gibi geleneksel şeyleri yapmak yerine, çocuklar zamanlarını giderek daha fazla oranda elektronik oyuncakların başında geçiriyor. | Open Subtitles | فبدلاً من فعل الأمور التقليدية كاللعب بالدمى أو العراك يمضي الاطفال أوقاتاً متزايدة مع الألعاب الإلكترونية |
Toplu meblağlar yerine, daha az dikkat çekecek şekilde, parasını büyütecek bir sistem kurmuş kendine. | Open Subtitles | فبدلاً من سحب مبالغة ضخمة مما قد يؤدي إلى تنبيه فوري قام بدسيسية تدريجية لسحب مبالغ ضخمة دون إطلاق تنبيه |
Polen zerreleri suda durmak yerine, neredeyse canlıymışcasına kıpır kıpır dans ediyorlardı. | Open Subtitles | فبدلاً من أن تطفو حبوب اللقاح بهدوء في الماء كانت ترقص بنشاط كما لو كانت حية تقريباً |
...ama orayı kazdığımda, cesetler yerine,.. | Open Subtitles | و لكن عندما نبشتها, فبدلاً من أن أجدد جثثاً, |
Eğer senin için mahsuru yoksa, gitmek yerine burada kalıp vakti geldiğinde babanla ilgili tüm hazırlıkları ben halledebilirim. | Open Subtitles | إن .. إن لم تمانعي فبدلاً من العودة , سأبقى هنا و أحضّر جميع الترتيبات بشأن نقل والدكِ حين يحين الوقت |
Yaratılışın geri kalanından ayrı bir yere koymak yerine Chambers bizim de bunun bir parçası olduğumuzu söylüyordu. | Open Subtitles | فبدلاً من فصل الإنسان عن بقية الخلق امتداد له قال تشامبرز إننا |
Sonra küt diye bir ses geldi. Araba samanı itmek yerine üzerine çıkmış. | Open Subtitles | وصدر صوت إسطدام, فبدلاً من أن تدفع السيارة القش. |
Bunalıma girmek ve kendi varlığınızın dışında evrene anlam atfetme ihtiyacı duymak yerine kendi anlamınızı kendiniz yaratın ve güneşin altında geçirdiğiniz şu kısa andan keyif alın. | Open Subtitles | فبدلاً من الاكتئاب و طلب معني للكون يقع ما وراء وجودك أنت تصنع معناك الخاص و تستمتع بوقتك القصير |
Öyleyse kafasından göz küresine kadar duvara vurup hareketsiz kılmak yerine ona zincirlerimizi gösterip sonra kanıt aşamasına geçeriz. | Open Subtitles | فبدلاً من تسمير رأسه في الحائط عبر عينيه سنكبله بالأصفاد ومن ثم نقوم بالتحقيق معه |
Bir vücut haritasından ziyade, beyinlerinde bir davranış kütüphanesi vardır. | TED | فبدلاً من خريطة الجسم، يحتوي دماغ الرخويات على مخزون سلوكي. |