Kapı kilitli değildi, içeri girdim, etrafa baktım... kimse olmadığını görünce dışarı çıktım. | Open Subtitles | لم يكن الباب موصدا, فدخلت ونظرت حولى لم يكن احد بالداخل, فأنصرفت |
İçeri girdim böcekleri ayakkabısıyla ezmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | فدخلت ولقد كانت تحاول التخلص منهم بأحذيتها |
Dışarıda yanan ışık falan göremedim o yüzden içeri girdim. | Open Subtitles | لم تضيق علامة الانشغال فدخلت فوراً |
-Kapı açıktı, ben de içeri girdim. -Görebiliyorum. | Open Subtitles | الباب كان مفتوح ، فدخلت – أرى هذا – |
Ben özelim." İçeri girdim, baktım ve anladım ki öyle bir şey yok. | Open Subtitles | فدخلت, و رأيت ماحدث و تبين أنه لم يوجد أساساً! |
Arka kapı açıktı. O yüzden içeri girdim. | Open Subtitles | الباب الخلفي كان مفتوحاً، فدخلت |
İçeri girdim ve işe koyuldum. | Open Subtitles | فدخلت وبدأت العمل |
İçeri girdim ve yanına geldiğimde zaten ölmüştü. | Open Subtitles | فدخلت ولكنه كان قد مات سلفا |
- Dışarısı soğuktu, ben de içeri girdim. | Open Subtitles | -وصلتُ باكراً. كان الجو بارداً فدخلت . |
İçeri girdim. | Open Subtitles | فدخلت. |