Michael'in baba olma şansı vardı ama o bundan kaçmayı tercih etti. | Open Subtitles | مايكل حصل على فرصة أن يكون أبًا ، لكنّه تهرّب منها |
İyi anlamda özel biri olma şansı var. | Open Subtitles | ،لديه فرصة أن يكون مميزًا بالطريقة الجيدة |
Babanın orada tanıdıkları olma şansı var mı? | Open Subtitles | أهناك فرصة أن يكون والدكِ لديه معارف هناك؟ |
Homoseksüel olma ihtimali düşük. | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن يكون الفاعل مثلي الجنس؟ |
Söylediğin şeyin doğru olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن يكون أياً مما قلته صحيح؟ |
Telefonun hâlâ parkta olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن يكون الهاتف لا يزال في الحديقة؟ |
Adli tıpçılar, "Bu adamın masum olma şansı üç milyonda bir." | TED | قال خبراء الطب الشرعي، " فرصة أن يكون هذا الشخص بريئاً هي واحد في ثلاثة مليون. |
Justin' in haklı olma şansı var mı? | Open Subtitles | هل هناك فرصة أن يكون "جاستن" على حق؟ |
Cicero'nun annesiyle birlikte olma şansı doğdu ama Binbaşı Hewlett onu New York'a götürmesi için hiçbir askeri ayıramıyor. | Open Subtitles | سيسرو) لديه فرصة أن يكون مع والدته) لكن الرائد (هيوليت) لا يمكنه التخلي (عن رجلٍ ليُرافقه إلى (نيويورك |
Thurgood'un mükemmel bir heykeli olma ihtimali yok mu? | Open Subtitles | أي فرصة أن يكون مجرد تمثال من ثورغود ؟ |
Diğerinin de temiz olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة أن يكون الآخر سليما أيضا. |