Bulabildiğim ilk fırsatta kendimi o evden attım. | Open Subtitles | . لقد خرجت من ذلك المنزل في أول فرصة سنحت لي |
Nerede aradın, lan? Bastın gittin. Eline geçen ilk fırsatta kaçtın. | Open Subtitles | لم تبحث بكامل تركيزك يا رجل، لقد تخليت عني، في أول فرصة سنحت لك |
İlk sahip olduğun fırsatta baban olacak şerefsizi öldürtmedikten sonra senin için ne yapsam az kalır. | Open Subtitles | هذا أقلّ ما يمكنني فعله للتعويض عن نهيك عن قتل ذلك اللقيط في أوّل فرصة سنحت لك. |
Şöyle ki, sadakatin olayı... sadakat görmek için sadakat göstermen gerekir... ve sen eline geçen ilk fırsatta onu terk ettin. | Open Subtitles | الولاء هو أنه عليك أن تعطي ولاءً لتأخذ ولاءً وأنت غدرت بها في أقرب فرصة سنحت لك |
Elime geçen bir sonraki fırsatta kaçtım fakat peşimden bir birlik göndereceklerini ve onlardan uzun süre kaçamayacağımı biliyordum bu yüzden seni aramaya geldim. | Open Subtitles | وعند اول فرصة سنحت لي, اغتنمتها و هربت. لكني كنت اعرف انهم سيرسلون القوات لتتعقبني ولم اكن بالقوة الكافية لكي اهرب منهم طويلاً, لذا... |
Babam elde ettiği her fırsatta kendine "baktı". | Open Subtitles | لقد اعتنى والدي بنفسه بكل فرصة سنحت له |
Arthur Mitchell'i elime geçen ilk fırsatta öldürebilirdim. | Open Subtitles | "كان بوسعي قتل (آرثر ميتشل) في أوّل فرصة سنحت لي" |
İlk fırsatta onlardan kurtuldum. | Open Subtitles | لقد تخلصت منهم في أول فرصة سنحت... |
Hem de elime geçen ilk fırsatta. | Open Subtitles | في أول فرصة سنحت لي. |
İlk fırsatta Aurora ile birlikte kaçan o. | Open Subtitles | إنه من فرّ مع (أورورا) بأوَّل فرصة سنحت له. |
Ama...ilk fırsatta yalan söylediler... | Open Subtitles | لكن في أول فرصة سنحت لهم ليكذبوا... |
İlk fırsatta | Open Subtitles | في أول فرصة سنحت لها... |