Ama o Los Angeles çeteleriyle aramızda dağlar kadar fark var. | Open Subtitles | لَكنَّ هناك فرق شاسع بين الدماء و تراشق الهتافات |
Dans etmekle, düzüşmek arasında dağlar kadar fark var. Hadi git. | Open Subtitles | هناك فرق شاسع ما بين الخيانة و الرقص يا رجل |
Dünyayı değiştirmek için bilgisayarla pakette barbekü sosu arasında dağlar kadar fark var. | Open Subtitles | هناك فرق شاسع بين كمبيوتر يغير العالم وصلصة باربيكيو في كيس |
Arada çok büyük fark var. | Open Subtitles | هذا ما قمتي بسماعه هناك فرق شاسع |
Arada çok büyük fark var Annie insanların yatak odalarında yapmayı istedikleri şeyler ve senin maruz kaldığın şiddetli cinsel saldırı arasında. | Open Subtitles | هناك فرق شاسع (آني) بين ما يرغب الراشدين بفعله بالتراضي في غرف النوم والإعتداء الجنسي الذي تعرضتِ له |
Hayır demedim ki! İsterdim dedim! Çok büyük bir fark var. | Open Subtitles | لا لم أفعل, قلت لك اود ذلك هناك فرق شاسع |
Evet, kendiminkini! Çok büyük bir fark var sanki. | Open Subtitles | وهل هذا فرق شاسع ؟ |