Eğer eve gitmemi isterse eve giderim. | Open Subtitles | إذا قال أنني سأذهب إلى المنزل فسأذهب إلى المنزل |
O listeyi bastırabilirseniz başınızdan giderim. | Open Subtitles | حسنا، إذا أمكنك طبع تلك اللائحة فسأذهب عن طريقك |
Ya 300 dolarımı alırım ya da bu tabancayla polise giderim. | Open Subtitles | أريد 300 دولار و إلا فسأذهب إلى الشرطة بهذا المسدس |
Bense diğer tarafa gideceğim. Muhtemelen cehennemi benim için yeniden açarlar. | Open Subtitles | أما أنا فسأذهب للمثوى الآخر، غالبًا سيعيدون فتح الجحيم خصيصًا لي. |
"Eğer gerçekleri saklarsam cehenneme gideyim kızgın kömürden başka bir şey yemeyeyim ve kızgın koladan başka bir şey içmeyeyim. " | Open Subtitles | كرروا كلامي: إذا لم أقل الحقيقة فسأذهب مباشرة للجحيم حيث لن آكل إلا الفحم الناري |
Bunun yüzünden Deadalus'u kaçırdım. Eskiler'e ait bir yer bulursak, geliyorum. | Open Subtitles | تأخرت عن الـ"دايديليس"، إذا عثرنا على قاعدة قدماء سرية، فسأذهب أيضاً |
Eğer denersen, koça gider seni umursamamasını söylerim. | Open Subtitles | إن حاولتي، فسأذهب للمدرب و أطلب منه تجاهلك |
Sakladığı parayı bulursam, doğruca Meksika'ya giderim. | Open Subtitles | عندما أكتشف أين خبأ المال، فسأذهب للمكسيك |
Pekala, parmaklarını kahvemden uzak tutacaksa bir toplantıya giderim. | Open Subtitles | حسنا ان كان ذلك سيبقي أصابعك بعيدة عن قهوتي فسأذهب الى اجتماع |
Örneğin oradaki kuleye çıkmak istersem yana gidip, ileri giderim ve yukarı çıkarım. | Open Subtitles | لذا إذا كنت أريد الوصول إلى قمة البرج مثلاً أعلى هناك فسأذهب جانباً، وأذهب للأمام وأذهب إلى أعلى |
Tamam, benimle sorunun varsa, giderim. | Open Subtitles | حسناً اذا كان لديك مشكلة بقدومي هنا .فسأذهب |
Bu yüzden, onlar için çalıştığım sürece, bana söyledikleri yere giderim. | Open Subtitles | وبما أنهم مالكيها فسأذهب حيث يقولون |
İstediğinin gerçekten bu olduğunu söylersen, giderim. | Open Subtitles | إذا قلت أن هذا حقاً ما تريدينه فسأذهب |
Ben 18 oluyorum. Avrupa'ya gitmek istersem, Avrupa'ya giderim. | Open Subtitles | وإذا أردت الذهاب إلى "أوروبا"، فسأذهب إلى "أوروبا" |
Bak, bana bu makbuzun ne için olduğunu söylersen, giderim. | Open Subtitles | إن أخبرتني لأيّ شيء هذا الإيصال فسأذهب |
Sen yapmazsan, eyalet polisine gideceğim. | Open Subtitles | إذا لم تقم أنت بهذا فسأذهب إلى شرطة الولاية |
Çekil çıkacağım! Oğluma gideceğim! | Open Subtitles | ابتعدي عن طريقي فسأذهب لرؤية ابني |
Eğer bir basın toplantısı düzenleyip valinin teklifini reddetmezsen kendi hikâyemle Star-Herald'a gideceğim. | Open Subtitles | إلاّ إن طلبتي مؤتمراً صحفيّاً تعلنين فيه نيّتكِلرفضتعيينالحاكم، فسأذهب إلى صحيفة "ستار هيرالد" بقصتي |
Yardım etmemi istemiyorsan gideyim. | Open Subtitles | 00 أنظر, إذا كنت لا تريد مساعدتي, فسأذهب |
Tamam, ben onun üzerinde "ölümcül cazibe" büyüsü gibi bir şey yapmadığından emin olmak için gelmiştim ama şimdi iyi olduğunu gördüğüme göre ben gideyim. | Open Subtitles | حسنٌ. أتيت لأطمئن أنّها لم تُصبك بتعويذة جذب محتوم. لكنّي الآن وقد تبيّنت أنّك بخير، فسأذهب. |
Sana anahtarlarımı vermeyeceğim. Bunu yapacaksan ben de geliyorum. | Open Subtitles | لن أعطيك مفاتيحي إن كنتَ تريد الذهاب فسأذهب معك |
Eğer mutluluğun Mikado'dan alacağın bir kepe bağlıysa o zaman bir kez onun yanına gider seni o kepi giyerken gördükten sonra da kendimi öldürürüm. | Open Subtitles | إن كان لباس الحاشية هو مصدر سعادتك... فسأذهب إليه... وعندما أراكَ بذلك اللباس، فسأقتل نفسي حينها |