Sende olduğu ve sende olmadığı için sana saniyenin onda biri kadar bir avantaj veririm. | TED | لأنك تحمل هذا النمط الوراثي وأنت لا تحمله، فسأعطيك أفضلية البداية بعشر من الثانية. |
Yani senin ailenin ve kanının güvenliği için sana bu fırsatı tanıyorum. | Open Subtitles | ومن أجل العائلة ورابطة الدم ، فسأعطيك هذه الفرصة |
Biz Amerikalılar çok duygusal insanlar olduğumuzdan... sana $5,000 vereceğim. | Open Subtitles | لأننا الأمريكون مرهفو الحس جدا فسأعطيك 5 آلاف دولار |
Gitmek istersen, istediğin kadar uzağa gitmen için para vereceğim. | Open Subtitles | إن أردتَ الرحيل، فسأعطيك مالاً كافياً، لتحصل على ما تريد |
Bir daha asla içmezsen sana 7000 dolar veririm ... ! | Open Subtitles | إن أقلعت عن التدخين فسأعطيك سبعة آلاف دولار. |
Eğer angaryalara yardım edersen sana iyi bir ücret ve kalacak yer veririm. | Open Subtitles | إن ساعدتني في الٔاعمال فسأعطيك أجراً مقبولًا ومكاناً تقيمين فيه |
sana şimdi 100 dolar vereyim bahsettiğin yer petrol vaat ediyorsa 1.000 dolar da ikramiye alırsın. | Open Subtitles | وإن اتضح أنّها عقار واعد فسأعطيك ألف دولار علاوة |
Ama eğer çok lazımsa, sana ofisin giriş kodunu söylerim. | Open Subtitles | لكن إن أصريت، فسأعطيك رقم المرور لدخول المكتب |
- Evet, olurum. - Tamam. Eğer şutu kurtarırsan sana 5 dolar veririm. | Open Subtitles | سأعقد معك صفقة، إذا استطعت إيقاف الكرة، فسأعطيك خمسة دولارات |
Bu büyük bir fırsat ve eğer istediğin buysa, sana bütün desteğimi veririm. | Open Subtitles | وان كان ذلك ما تريدينه فسأعطيك دعمي الكامل |
- Peki. Eğer bu iş olursa sana ödül parasını vereceğim. | Open Subtitles | نعم، حسنٌ، لو صحَّ كلامكَ فسأعطيك مال المكافئة |
Eğer bu iş olursa sana ödül parasını vereceğim. Sonra görüşürüz, hatta en sevdiğin yerde yemek bile yeriz beraber. | Open Subtitles | نعم، حسنٌ، لو صحَّ كلامكَ فسأعطيك مال المكافئة |
- İşini bitirirsen sana 2000 veririm. | Open Subtitles | يا أخي , إذا قضيت عليه تماماً فسأعطيك ألفان |
Eğer bu şeyi düzeltemezsen, sana yarısını veririm. | Open Subtitles | إذا لم تستطع إصلاح هذا الشئ فسأعطيك نصف ثمنه |
sana yüzde 15 iyi polis indirimi yaparım. | Open Subtitles | إن كانَ لكـ فسأعطيك خصمٌ 15? لأنَّك شرطيٌّ جيد |
Eğer kaleminiz varsa, size bizim kartal heykeline çok benzer üretim yapan bir Amerikan firmasının sitesini vereceğim. | Open Subtitles | إذا كان لديك قلم فسأعطيك موقع الشركة الامريكية والتي تصنع تمثال النسر وهو مشابه جدا لما نصنع |
Gitmek istersen, istediğin kadar uzağa gitmen için yeterli parayı vereceğim. | Open Subtitles | إن أردتَ الرحيل، فسأعطيك مالاً كافياً، لتحصل على ما تريد |
Onu öldürürsek, Bibbs'in parasının 500'ünü veririm. | Open Subtitles | اما اذا قتلناه فسأعطيك فقط 500 دولار والباقي لي |