Benden söylemesi, eğer sağ salim dönmezseniz çok kızacağım. | Open Subtitles | لعلمكما، لو لم تعودا حيّين، فسأغضب غضبًا شديدًا. |
Ama sözümü dinlemezsen kızacağım. | Open Subtitles | إن لم تفعل ما آمرك فسأغضب مرة أخرى |
Eğer onları yine buraya koyduysan, sana çok kızacağım. | Open Subtitles | اذا قمت بوضعهم هناك فسأغضب عليكِ جداً |
Bu fahişeye söyle, çıkmak üzereyiz ve uslu durmazsa o zaman çok sinirleneceğim. | Open Subtitles | قل لهذه العاهرة أننا على وشك الخروج وإذا لم تتهذب فسأغضب كثيراً |
Yoksa gerçekten sinirleneceğim! | Open Subtitles | ان عدتم الى هنا مجددا فسأغضب للغاية |
Otur yoksa kızacağım. | Open Subtitles | اجلسي وإلا فسأغضب |
Yoksa gerçekten sinirleneceğim! | Open Subtitles | ان عدتم الى هنا مجددا فسأغضب للغاية |