ويكيبيديا

    "فستانها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • elbisesini
        
    • elbisesi
        
    • elbise
        
    • Gelinliği
        
    • elbisesinin
        
    • elbisesine
        
    • elbisesiyle
        
    • elbiseyi
        
    • Giyinme
        
    • Giysisini
        
    • gelinliğiyle
        
    Giyinme odasındaydık, beyaz elbisesini giymişti başı öne eğik olarak ve elleri masanın üzerinde sessizce oturuyordu. Open Subtitles كانت في حجرة الرسم الحمراء مرتدية فستانها الأبيض جالسة في سكون تام وجبهتها منحنية ويداها على المائدة
    Ama elbisesini tersten giymişti. Open Subtitles فقط كان فستانها ترتديه على الجانب الاخاطىء
    Yüzbaşı gerçekten, yeni elbisesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Open Subtitles بأمانة يا كابتن,ما رايك فى فستانها الجديد ؟
    elbisesi biraz daha aşağıda olsaymış, kemer gibi olurmuş. Open Subtitles ،إن نزل فستانها للأسفل قليلاً سنجد حزاماً
    Ama baş nedimemin kendine bir elbise alabilecek olması da sevindirici. Open Subtitles لكن أعتقد أنه سيكون جيداً إذا كانت اشبينتي تحمل نفقة فستانها
    Damadın düğünden önce Gelinliği içinde görmesinin. Open Subtitles حسنا , ان يرى العريس عروسته في فستانها قبل الزفاف
    Ama sanırım baş nedimemin kendi elbisesinin parasını karşılayabilmesi hoş olurdu. Open Subtitles لكن أعتقد أنه سيكون جيداً إذا كانت اشبينتي تحمل نفقة فستانها
    Çocuk, bu bir daha böyle konuşursa elbisesine işe. Open Subtitles أيها الطفل.. إذا تحدثت هكذا مرةً أخرى تبول على فستانها
    İlk elbisesiyle, doğum günü kızımız geliyor. Open Subtitles ايها الجميع استعدوا ، ها قد جاءت المحتفل بها في فستانها الأول
    Eski siyah beyaz elbisesini giymis. Open Subtitles يبدو أنها ارتدت فستانها القديم الأبيض والأسود
    Sanirim o eski siyah beyaz elbisesini giymis. Open Subtitles يبدو أنها ارتدت فستانها الأبيض والأسود القديم
    elbisesini çaldık böylece o korkak o... Open Subtitles الآن، سَرقنَا فستانها ونحن سَنَمْسكُ بالقاتل إبن العاهرةَ متلبّس بالجريمةَ.
    Bir parti vardı. elbisesini ödünç aldım ve böyle oldu. Open Subtitles كان لديّ حفلة وإستعرت فستانها وهذا قد حدث
    Oturup da elbisesini kırıştırmak istemiyor o yüzden onu bizim komşunun minibüsüne yatıracağım. Open Subtitles إنها لاتريد أن تجلس على فستانها وتجعّده لذا سأجعلها ترقد في مؤخرة شاحنة جارنا
    10 ya da 11 yaşında olduğu zamanlarda kiliseden sonra bir çocuk onu çamura itmişti ve tüm elbisesi mahvolmuştu. Open Subtitles عندما كانت بالعاشرة أو بأحدى عشر عامًا بعد الكنيسة قام فتى بدفعها بالوحل خرب فستانها
    Kızın da elbisesi çok hoşuma gidince bana vermeyi teklif etti. Open Subtitles أبنتك قدمت لي فستانها بعد أن أثنيت عليه.
    Ben çiçekli elbisesi olanı alacağım. Bence bu müzik biraz fazla hızlı. Open Subtitles سآخذ الواحدة ذات الزهور على فستانها
    Agrado'nun fikriydi. elbise de onundu. Open Subtitles لقد كانت فكرة اجرادو والفستان كان فستانها أيضاً
    Düğünümüzde, Gelinliği ile yanımda oturuyor olacak. Open Subtitles تباً، في زفافنا ستكون جالسة إلى جانبي في فستانها الأبيض
    Arkasında durmuş, elbisesinin fermuarını açıyorum ve aynaya doğru eğilmeye başlıyor ki bu sayede yüzünü aynada daha rahat görebilsin. Open Subtitles انا اقف خلفها وأخلع سحاب فستانها وبدأت بالانحناء الى الأمام نحو المرآة وتستطيع ان ترى وجهها قريبا من المرآة
    elbisesine iltifat ederek başlamasını söyledim. Open Subtitles طلبت منه ان يبدا بالتعليق علي فستانها
    Dizlerinin biraz üstünde kalan şifon elbisesiyle, taşlı kopçası olan mavi jartiyeri, bir an için görünüp kayboldu. Open Subtitles لقد ارتفع فستانها الشيفون ليغطي ركبتيها تقريبا كاشفا عن جورب أزرق مثبت بدبابيس
    Bizim tatlı gelinimiz kararını değiştirdi, bu elbiseyi giymek istemiyor. Open Subtitles حسناً عروستنا المحبوبة قررت أنها لم تعد تريد بأرتداء فستانها
    İş, iş, iş. Giysisini asla tamamlayamayacak. Open Subtitles تعمل تعمل تعمل لن تكمل فستانها
    Burda ne işin var? Onu gelinliğiyle göremezsin? Open Subtitles ماذا تفعل هنا لا يمكنك أن تراها في فستانها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد