Öyle birine bulaşırsan eninde sonunda pişman olursun. | Open Subtitles | أنت ورطت نفسك مع شخص كهذا. فستندمين عاجلاً و ليس أجلاً. |
Eğer bu uçak havalanır da sen onunla olmazsan çok pişman olursun. | Open Subtitles | لو غادرت تلك الطائرة الأرض ولم تكوني برفقته، فستندمين |
- Tanrı aşkına çocuk. Onunla evlenirsen hayatının geri kalanında hep pişmanlık duyacaksın. | Open Subtitles | بحق الله يافتاة , لو تزوجتيه فستندمين طيلة حياتك |
Ama şu anda orada bulunmazsan bundan sonraki acınası hayatın boyunca pişmanlık duyacaksın. | Open Subtitles | لكن إن كنتِ غائبة بهذه اللحظة فستندمين على ذلك لبقيّة ما سوف تكون حياة بائسة |
Ben, ben eğer güle güle demezsen her zaman pişman olacaksın. | Open Subtitles | أظن أنه إذا لم تودعيه فستندمين على ذلك بقية حياتك |
Benden kaçarsan, pişman olacaksın, mahkum. | Open Subtitles | إن هربت مني فستندمين أيتها السجينة. |
Güle güle demek zorundasın, Brenda. Eğer demezsen her zaman pişman olacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تودعيه يا (بريندا) إذا لم تفعلي ذلك فستندمين دائماً |