Bu insanlar alıkonulsun istiyoruz. Onlar yapmazsa biz yaparız. | Open Subtitles | ونريد الحجز على هؤلاء الناس وإذا لم تفعل ،، فسنفعل ذلك نحن |
Ortağına sadık olduğunu ve ihtiyaçlarını karşılama ihtiyacı hissettiğini biliyoruz, ama bize ulaşırsan ikinize de yardım etmek için elimizden geleni yaparız. | Open Subtitles | نتفهم انك تشعر بحس من الولاء تجاه شريكك و الحاجة لتلبية طلباتهم لكن ان اتصلت بنا فسنفعل كل ما بوسعنا |
Birbirini öldüren evli çiftler seyredince biz de mi aynısını yaparız sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّا إذا شاهدنا برامجاً بشأن أناسٍ متزوجون يقتلون بعضهم فسنفعل مثلهم ؟ |
Eğer bu şekilde oynamak istiyorlarsa hardal gazı, o zaman biz de onlara iki katı fazlasıyla karşı saldırı yapacağız iki kat daha fazla. | Open Subtitles | إنْ كانت تلك هي الطريقة الوحيدة لفعلها, غاز الخردل إذاً فسنفعل بهم الشيء ذاته و نرد لهم الصاع صاعين |
Çünkü yapabiliriz ve yapabiliyorsak da yapacağız. | Open Subtitles | لأن باستطاعتنا فعل ذلك و إن كان باستطاعتنا فعل ذلك , فسنفعل |
Ve eğer birgün uyanırsa... daha fazlasını da yapacağız. | Open Subtitles | و اذا استيقظت فسنفعل ما هو أكثر |
Şu anda her şeyi bir kenara bırakmak ve düğünü ve balayını planlamak ve bebek ismi seçmek istiyorsan, bunları yaparız. | Open Subtitles | وإن أردتِ أن نترك كل شيء الآن ونخطط للزفاف وما يليه ونبدأ في اختيار أسماء الأطفال فسنفعل ذلك |
Sevmezsen, söylediğimiz şeyi yaparız. | Open Subtitles | إن لم يعجبك، فسنفعل ما اتفقنا عليه |
Lider ben olduğum sürece bunu benim yolumdan yaparız. | Open Subtitles | طالما أنا الرئيس فسنفعل هذا بطريقتي |
Eğer mutlu olacaksanız, burada olduğunuz diğer elli defa yaptığımız gibi ateşinizi ölçeriz, kan alırız, ve basur kontrolü yaparız. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيشعرك بالسعادة ، فسنفعل معك نفس الشيء الذي فعلناه 50 مرة عندما تقوم بزيارتنا نقيس درجة حرارتك ونأخذ عينة من دمك ومنثمنقومبفحصشرجك وستقولهكذا.. |
Kimseyi indirmeden yapabiliyorsak, öyle yaparız. | Open Subtitles | لو كنا نستطيع فعل ذلك دون قتلى ، فسنفعل |
İlgileniyorsan yaparız. | Open Subtitles | ان كنت مهتما فسنفعل ذلك بشكل صحيح |
Ed, Martin, lütfen şunu bilin kendi aileniz sizi sevmiyorsa ve saygı göstermiyorsa, biz yaparız. | Open Subtitles | (إد) ، (مارتن) ، أرجاءًا أعلموا إنه إن لم تحبكم عائلتكم وتحترمكم ، فسنفعل ذلك نحن. |
Eğer uyanırsa çok daha fazlasını da yapacağız. | Open Subtitles | و اذا استيقظت فسنفعل ما هو أكثر |
Bunu benim istediğim şekilde yapacağız. | Open Subtitles | لذا فسنفعل الأمر علي طريقتي الأن |
Bizi arkadaşın ya da dengin olarak görmesen de yardım edebilmek için ne gerekiyorsa yapacağız! | Open Subtitles | ،إذا أبيت معاملتنا كأصدقاء أو أنداد ! فسنفعل أيَّما يلزم علينا للمساعدة |
Lisa, tatlım, eğer yarın kendi yatağında yatarsan sadece sana özel bir şeyler yapacağız. | Open Subtitles | (ليسا) ، لو نمت في فراشك غداً فسنفعل شيئاً مميزاً لك خصيصاً |
Sokolov'u istiyorsan, benim usulümle yapacağız. | Open Subtitles | إن كنت تريد (سوكولوف) فسنفعل الأمر بطريقتي |
Öyleyse ben nasıl istiyorsam öyle yapacağız. | Open Subtitles | ! لذا فسنفعل كما أقول |