Eğer kendi güvenlik şifreni kullandıysan, Chandler senin orada olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | إن كنت استخدمت الرموز الأمنية الخاصة بك فسيعرف شاندلر بأنك كنتِ هناك |
Soru sormaya başlar başlamaz insanlar anlayacak. | Open Subtitles | حالما ابدأ في طرح الأسئلة فسيعرف الجميع |
Bir rahip FBI'ın kendisini izlediğini fark ediyorsa, baban gibi deneyimli bir kaçak da anlar. | Open Subtitles | إذا تمكن قس أبرشية من معرفة أن الإف بي آي يراقبونه فسيعرف هارب خبير كوالدك ايضا |
Sıradan bir insan bile düşününce bunların insana zarar vereceğini anlar. | Open Subtitles | ...لو فكر فيها الإنسان العادي فسيعرف أنها نقائص ضارة |
Kimse bir şey söylemese bile, anlayacaktır. | Open Subtitles | حتى لو لم يقل أحد أي شيء ، فسيعرف. |
Eğer bana 100 metre yaklaşırsa, cezalandırmanın gerçekten ne demek olduğunu öğrenecektir. | Open Subtitles | إذا اقترب مني مسافة 1000 ياردة فسيعرف ما تعنيه كلمة عقوبة |
Eğer aynaya bakacak olursan düşman nerede olduğumuzu öğrenir. | Open Subtitles | ،إذا نظرت إلى المرآة فسيعرف العدو مكاننا |
Bu görüşmeyi yapmazsan, herkes geçinmek için ne yaptığını öğrenecek. | Open Subtitles | إذا لم تقومي بهذا الإتصال فسيعرف الجميع مهنتك الحقيقية |
Gitmezsen bir terslik olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | إن لم تذهب، فسيعرف أن هناك خطب. |
Yoksa Ian burada olduklarını anlayacak. | Open Subtitles | وإلاّ فسيعرف (إيان) أنهم هنا. |
Geri dönmezsen, o zaman kesin anlar. | Open Subtitles | إنْ لمْ تعودي فسيعرف على وجه اليقين |
Eğer ıskalarsak, Saunders burada olduğumuzu anlar. Bu işi daha yakından yapmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا اخطأناهم فسيعرف (ساندرز) أننا هنا أريد أن أفعل هذا من قريب |
-Çünkü eper McCallister seni görürse. -Birşeyler olduğunu anlar. | Open Subtitles | إلا أنه على (جين) أن تقوم بالتبديل لأنه إذا رأى (ماكالستر) أحدنا فسيعرف أن هنالك شيء ما |
Dinle, eğer beni duyuyorsa... hayatta olduğumu... onun için geldiğimi, onlardan geri alacağımı anlayacaktır. | Open Subtitles | اسمع، إن كان يسمعني فسيعرف أنني حي، و أنني قادم من أجله، أنني سأستعيده! |
Davian'ı nasıI yakalarsak yakalayalım müşterileri bunu anlayacaktır. | Open Subtitles | مهما كانت طريقة الاحتفاظ بـ (ديفي) فسيعرف عملاؤه أنه قد أخذ |
Evleniyorsa, Andy bunu öğrenecektir. Evet,haklısın. | Open Subtitles | تعلمين، لو ستتزوج فسيعرف |
Eğer bulunacak olursa herkes ne yaptığımızı öğrenir! | Open Subtitles | إن وجدت, فسيعرف الجميع بما فعلناه |
Oh, anlıyorum. eğer tanıklık yaparsan, Skinner okuldan kaçtığını öğrenecek. | Open Subtitles | فهمت ، إن شهدت فسيعرف (سكنر) انك تغيبت عن المدرسة |