Ve bu sadece bizim için bir başarısızlık değildi, onun tüm hayatını etkileyecek bir başarısızlıktı. | TED | وكما تعلمون، لم يكن فشلاً لنا بحد ذاته، بل كان فشلاً سيؤثر على حياته بصورة كلية. |
Yapmayı bildiğim tek şey olan bu mesleğin tarihindeki... en büyük başarısızlık örneği olarak beni hedef gösteren... bir yazı yayımlanacak. | Open Subtitles | سينشرون شيئاً يحددني أنا بالذات كأكثر رجال العمل فشلاً في مهنتي و هذا كل ما أعرفه |
Anlaşılan Hokage olarak başarısızlık üstüne başarısızlık yaşamışım. | Open Subtitles | يبدو أنني فشلت فشلاً ذريعاً مرة بعد مرة بصفتي هوكاجي |
O zaman bu en başarısız baştan çıkarma olarak tarihe geçmeli. | Open Subtitles | حسناً, إذاً هذا يجب أن يسجّل كأكثر إغراء فشلاً في التاريخ. |
Kardeşim bir SMS yolladı... ...Simpson'lardan bir alıntı yazmış. Diyordu ki... ..."en zor olanı denedin ve sefil bir halde başarısız oldun. | TED | أرسل لي أخي رسالة نصية، وكان مضمونها وكانت مقولة لسيمبسون. قال فيها، لقد بذلت أقصى جهدك وفشلت فشلاً ذريعاً. |
Yeni bir plan yapmamız lazım, çünkü birisi fena batırdı. | Open Subtitles | علينا التحضير لخطة جديدة لأن خطتنا هذه فشلت فشلاً ذريعاً |
Son iki fırlattığınız roketin başarısızlıkla sonuçlandığı alenen bilinen bir gerçek. | Open Subtitles | ليس سراً أن آخر عميلتي إطلاق صاروخ لك كانا فشلاً محيراً |
Eğer planın sokağa çıkma yasağınız başlayana kadar bütün bataklıkları bu gece senin için çok büyük bir hayal kırıklığı olacak. | Open Subtitles | حسناً , أذا كانت خطتك هي البحث في أرجاء النهيرات قبل حلول حظر التجول الليلة فليلتك ستكون فشلاً ملحمياً |
Senin işin, seçimi kazanmasını sağlamak. Bundan başka her şey başarısızlık sayılır. | Open Subtitles | مهمتك أن تحققي انتخابه أي شيء آخر يُعتبر فشلاً |
Bu her tanımda başarısızlık demek. | Open Subtitles | وبكل ما تحمل الكلمة من معنى هذه تُنطق فشلاً |
Bütün hayatım büyük bir başarısızlık mıydı?" | Open Subtitles | ألم تكن حياتي سوى فشلاً كبيراً |
Tamamen başarısızlık değildi. | Open Subtitles | لا عليك يا فتاة لم يكن فشلاً ذريعاً |
Ama Vanity Fair'de söylediğiniz gibi "en az bir kere büyük bir başarısızlık yaşamayan birine güvenmem." | Open Subtitles | Vanity Fair لكن كما قلتي في مجلة، "لا أثق بأي أحد لم يفشل فشلاً كبيراً على الأقل مرة". |
Kocaman bir başarısızlık yaşarım diye korkmuştum. | Open Subtitles | كنت أخشـى أن أفشل فشلاً ذريعـًا |
Ama görevin mümkün olan en kötü şekilde başarısız olduğunu kabul edelim ve sonuç olarak, milyonlar belki de milyarlar hayatını kaybedecek. | Open Subtitles | لكنك تعترف بأنّ المهمة ..فشلت فشلاً ذريعاً ونتيجة ذلك، سيموت الناس بالملاين وربّما بالمليارات |
Onlara, görevin başarısızlıkla sonuçlandığını bildirmelerini söyledik. Ama başarısız değildi. | Open Subtitles | أخبرنَاهم للإبْلاغ عن المهمّةَ أي يُكملُ فشلاً. |
Beni azdırmaya çalışıyorsan, oldukça başarısız oldun. | Open Subtitles | لو كنتِ تحاولين إثارتي، فقد فشلتِ فشلاً ذريعاً. |
Kraliçe'nin onları saklayabileceği aklıma gelen her yeri aradım ve tam anlamı ile başarısız oldum. | Open Subtitles | بحثتُ في كلّ مكان خطر على بالي و يمكن للملكة أنْ تخبّئهم فيه و فشلتُ فشلاً ذريعاً |
Çocuklar, elinizden geleni yaptınız, ve fena halde başarısız oldunuz. | Open Subtitles | لقد حاولتم ما بوسعكم وفشلتم فشلاً ذريع |
Aslan Yürek Lisa bebeğine karşı yaptıklarımız fena halde geri tepti. | Open Subtitles | جهدنا في التخلص من "(ليسا) قلب الأسد" فشل فشلاً ذريع |
Yani, hayatımızın tek gerçek ürünü başarısızlıkla sonuçlanmıştı. | TED | أعني، أن المنتج الوحيد الحقيقي لحياتنا، في النهاية، كان فشلاً. |
Dahiyane bir fikirmiş ama operasyon tam bir hayal kırıklığı olmuş. | Open Subtitles | كان النموذج ذكي جداً لكن العملية فشلت فشلاً ذريعا |
ve albümümüz çıktığında ilk birkaç haftada 25,000 kopya sattı ve plak şirketi bunu bir fiyasko olarak görüyor. | TED | و تباع منها حوالي 25,000 نسخة في الأسابيع القليلة الأولى، والشركة تعتبر هذا فشلاً. |
- Tam bir fiyaskoydu. | Open Subtitles | . لقد كان كاملاً و فشلاً ذريعا |