Şimdi tecrübelerime dayanarak biliyorum ki onlar kendi başarısızlıkları yüzünden acı çeken şüpheci ve kötümser kişilerdir. | Open Subtitles | و لكنّى الان أعلم أنهم متشائمون يشعرون بالمرارة من فشلهم |
Çoğu adamın başarısızlıkları onları bir ömür boyu rahatsız eder. Benimkisi iki tane boyunca etti. | Open Subtitles | معظم الرجال يلاقهم فشلهم طوال حياتهم أما أنا فقد لاحقني طوال حياتين |
Eğer olay böyleyse, Evans'ı öldüremedikleri için ortaya çıkan başarısızlıkları sizi ve kızınızı asıl hedefleri yapacaktır. | Open Subtitles | إذا كانت هذه القضية عندها فشلهم في قتل ايفانز يزيد الفرصة بجعلك أنت و ابنتك هدفهم الأساسي |
Onlar da başarısızlıklarını sosyal medyada yayınlamıyorlar. | TED | ولا ينشر أصحاب المشاريع فشلهم على المواقع التواصل الإجتماعي. |
Ebeveynler ayrıca günümüz toplumunun getirisi olan yarış ortamında kendilerini tutmalılar çünkü ebeveynler çocuklarının başarılarını ve başarısızlıklarını kendi üstlerine alırlar ve bu da strese neden olur. | TED | و الأم والأب يمكنهم مقاومة إلحاحهم المنطقي في مجتمع اليوم الشديد التنافسية للآباء المدللين كما أن الكثير من القلق يظهر عندما يعتبر الآباء نجاح أو فشل أطفالهم كنجاحهم أو فشلهم |
Kendi başarısızlıkları... ve sürekli alınan kötü sonuçlar çok yakında onları demoralize edecek. | Open Subtitles | فشلهم... فشلهم المتواصل سوف يضعف معنوياتهم قريباً جداً |
Ve bunun bir nedeni insanların kendi başına gelenleri ileri derecede kişisel almalarıdır. Başarılarını sahipleniyorlar. Ama başarısızlıklarını da. | TED | و جزء من السبب وراء ذلك هو ان الناس ياخذون الامور التي تحدث معهم بشكل شخصي للغاية. هم يملكون نجاحهم و يملكون فشلهم ايضا. |