gümüş rengi yapın. Yeni paketlemeyi sevdim kızlar. | Open Subtitles | اللون كحلي, اجعلنه فضياً حسناً, أنا أحب التغليف الجديد يا بنات |
Ben sadece kaplamanın gümüş değil altın olduğunu ima ettim. | Open Subtitles | أعلم، قصدتُ فقط أنّ الخط هنا ذهبي وليس فضياً. |
Eğer kabul ederseniz size haftada bir paunt gümüş verilecek. | Open Subtitles | إذا توافقي سيُدفع لكِ جنيهاً فضياً واحداً كل أسبوع |
Bir gümüş dolarım daha var. | Open Subtitles | - ولدي واحد دولاراً فضياً - ولدي واحد دولاراً فضياً |
Olmaz. Diğeri gümüştü ve dönebiliyordu. | Open Subtitles | لا، الآخر كان فضياً ويدور حول محور |
50 gümüş dolar kazandınız! | Open Subtitles | ربحتِ 50 دولاراً فضياً |
Evet, ama gümüş değil. Diğeri gümüştü. | Open Subtitles | ليس فضياً، الآخر كان فضياً |
O'Malley ve Karev, 500 tane gümüş ve beyaz, 100 tane de siyah balon alın. | Open Subtitles | (أومايلي) و (كراف) , أحضرا 500 بالوناً أبيضاً و فضياً و 100 بالوناً أسوداً |
- Popüler mi? - Popüler. O'Malley ve Karev, 500 tane gümüş ve beyaz, 100 tane de siyah balon alın. | Open Subtitles | (أومايلي) و (كراف) , أحضرا 500 بالوناً أبيضاً و فضياً و 100 بالوناً أسوداً |
Beyzbol şapkalı biri Robin'e gümüş bir anahtar veriyor. | Open Subtitles | إداً رجل بقبعة كرة المضرب سلم (روبين) مفتاحا فضياً |
- gümüş boya kullanıyor. - Hayalet? | Open Subtitles | يستخدم طلاء فضياً |
Rach hadi ama, bunları asla giymem. gümüş rengi bir şey giymem. | Open Subtitles | بحقك (رايتش) لن أرتدي شيئاً فضياً كهذا |
Ashley'e gümüş bir bilezik sattığını hatırlıyor. | Open Subtitles | (تتذكر أنها باعت سواراً فضياً لـ(آشلي |
Bir gümüş dolarım daha var. | Open Subtitles | دولاراً فضياً |