Watson'nın ısrarı yüzünden. O kanatlardaki yaltaklanan yardımcıyı oynarken, Holmes'un ana sahneyi almasını tercih etti. | Open Subtitles | إنّه إصرر جيمس فضّل على أن يترك البيوت لتسرق بينما يستمتع بوقته |
Öyle baskı kurdun ki üzerinde, ...sınava girmektense ölümü tercih etti. | Open Subtitles | كنت دوماً تلقي بالضغوطات عليه و هو فضّل الموت على التقدم لإمتحان القبول |
Kardeşini ele vermektense 5 katlı binanın tepesinden aşağı atlamayı tercih etti. | Open Subtitles | لقد فضّل بأن يقفز من على مبنى ذي خمسة طوابق على أن يشي بأخيه. |
Narkotik hukukçularıyla, haraççılarla dolu bir kıta ve o 27 yaşında birini seçti. | Open Subtitles | لذا بوجود قارة مليئة بخبراء قوانين المخدرات، و الابتزاز، و إلى اخره، فقد فضّل فتاة بعمر 27 سنة |
Sence hiçbiri ölümü seçti mi? Hayır. | Open Subtitles | أتحسب أن أحدهم فضّل الموت؟ |
Ülkesine ihanet etmektense ölmeyi tercih ederdi. | Open Subtitles | فضّل الموت على خيانة بلده |
Ülkesine ihanet etmektense ölmeyi tercih ederdi. | Open Subtitles | فضّل الموت على خيانة بلده |
At, Almond. Andrew, atın arkadaşlığını Jane'e tercih etti. | Open Subtitles | الجواد (ألموند) فضّل (أندرو) رفقة الجواد على (جين) |
Hayatı sanata tercih etti, bizim Joey. | Open Subtitles | لقد فضّل الحياة على الفنّ أليس كذلك يا (جوي)؟ |
Ev sahiplerini tercih etti. | Open Subtitles | لقد فضّل المضيفين. |
İşçiliği Dolly'ye tercih etti. | Open Subtitles | فضّل (دولي) على الرسم |
Büyükbaban stratejik bir amaçla Roma'dan güvenilir bir eş seçti. | Open Subtitles | جدك فضّل زوجة آمنة عن (روما) كمسألة استراتيجية |
Hatta seni kurtaracağına Lorenzo'yu kurtarmayı seçti. | Open Subtitles | ومع ذلك، فضّل أن ينقذ (لورينزو) عليك |
Biliyor musunuz, şuradaki atı karısına tercih ederdi. | Open Subtitles | لقد فضّل هذا الجواد على زوجته |