Saat farkını düşünürsek, muhtemelen Kahvaltı ediyordur. | Open Subtitles | نظرا للفرق الزمني، إنها حتما تأخذ فطور الصباح |
Kardeşimin polis kız arkadaşıyla Kahvaltı yapacağım günü göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. | Open Subtitles | لم أتصور أبدا أنني سأرى اليوم الذي أجلس فيه مع صديقته الشرطية على فطور الصباح. |
Sonra Kahvaltı yapıp konuşuruz olur mu? | Open Subtitles | حتى يتسنى لنا تناول فطور الصباح سويا والتحدث، اتفقنا؟ |
aslında, hediylerinizi almak için ağaçın altına gelirsiniz ve şarkı söylemeye hazır olursunuz ve ondan sonra giyinmeden ve banyo yapmadan Kahvaltı için hazirlanırsınız Baba nın herşeyi berbat ettiği hariç | TED | في الواقع كنت تستطيع النزول الى الشجرة و الحصول على هديتك و التاهب للغناء, ثم الاستعداد لتناول فطور الصباح بدون حتى ان تستحم او ان ترتدي ملابسك, غير ان والدي افسد كل شيء. |
Kahvaltı etmeye bayılırlar. | Open Subtitles | يتحابون ليـتناولوا فطور الصباح. |
Kahvaltı ediyorlar. | Open Subtitles | يأخذون فطور الصباح. |