Hindi ve balkabağı turtası ve evyapımı başka şeyler yapacağız. | Open Subtitles | سنُعد فطيرة اليقطين والديك الرومي وحشوةمحلية. |
Bir çalışma balkabağı turtası ve lavanta koklamanın erkekleri cinsel olarak uyardığını buldu. | Open Subtitles | تشير دراسة بأن اشتمام فطيرة اليقطين واللبن الأرجواني تحث الرجال جنسياً |
Butu zamanında yemezsek, balkabağı turtası soğur. | Open Subtitles | اذا لم نقم بأكل لحم الخنزير في الوقت المحدد هذا سيؤدي الى رمي فطيرة اليقطين |
Senin ampulün kabak tatlısı gibi kokuyor. Benim ki iklim değişikliğini durdurabilirdi. | Open Subtitles | مصباحك رائحته مثل فطيرة اليقطين أما مصباحي كان سيخفض من التغيرات المناخية |
Dolma karışımım var, elma dilimli patatesim var karışık sebze çeşnisi ve kabak tatlısı karışımım da var. | Open Subtitles | حصلت على مزيج الحشوة مزيج البطاطه الصدفي مزيج النباتات وصفه فطيرة اليقطين |
- Hayır, balkabağı tartısını kimin bulduğu yazmamış. | Open Subtitles | لا تضحكِ. لا, لم يقل من الذي اخترع فطيرة اليقطين |
- balkabağı turtası gibi kokan ne? | Open Subtitles | ما رائحة فطيرة اليقطين تلك؟ |
Annen balkabağı turtası yapacak. | Open Subtitles | والدتك تصنع فطيرة اليقطين. |
Bayan Hudson'a olay mahalinde balkabağı turtası ya da pişirme kokusuna dair bir konuşma duyarsa haber vermesini söyledim. | Open Subtitles | لقد طلبت من السيدة (هدسون) أن تبخرني إذا سمعت أي ذكر لرائحة فطيرة اليقطين في مسرح الجريمة أو أي إشارة على الإطلاق |
- balkabağı turtası. | Open Subtitles | فطيرة اليقطين |