Dün akşam benim için çok özeldi. Çünkü sen benim için çok değerlisin Ryan. | Open Subtitles | لقد كانت الليلة الماضية مميزة فعلاً بالنسبة لي، لأنك مميز فعلاً بالنسبة لي. |
Çok leziz görünüyor ama, benim için... Benim için çok erken. | Open Subtitles | يبدو لذيذاً، ولكنه في وقت مبكر فعلاً بالنسبة لي. |
Ziyaretçi olayına dahil olmaman benim için çok önemli. | Open Subtitles | من المهم فعلاً بالنسبة لي ألّا تتورط مع "الزائرين" |
Bilirsin, benim için çok iyi oldu. | Open Subtitles | تعلمين ، أنه جميل فعلاً بالنسبة لي |
Bu senin için çok iyi bir fırsat. | Open Subtitles | لكن هذه فرصة مناسبة فعلاً بالنسبة لك |
Benim için çok önemli. | Open Subtitles | هذا مهمٌ فعلاً بالنسبة لي |
Çok fazla olduğu için, sanırım bu iyi bir şey. (Gülüşmeler) Ve bu benim için çok sıkıcı ve yorucu bir hal almaya başladı nota yazma süreci sadece sıkıcı bir şey değil ama bir süre sonra onu enteresan hale getirmek istedim. Bu da beni başka projeler yapmaya itti, örneğin bunun gibi. | TED | لكن لدي الكثير من الشعر، وذلك أمرٌ جيّد على ما أعتقد (ضحك) إذاً.. الأمر يصبح مملاً ومضجراً فعلاً بالنسبة لي، ليس أنَّ كتابة النوتات الموسيقية تصبح مملَّة فحسب بعد فترة، بل أيضاً أني أريد لهذه النوتات أن تكون مميَّزة ومثيرة، وذلك ما دفعني للقيام بمشروعاتٍ أخرى مثل هذا. |