Bugüne kadar da yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | و قد كان هذا أصعب شيء فعلته في حياتي |
Bugüne kadar da yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | وكان ذلك أصعب شيء فعلته في حياتي. |
"Ailemiz her şey, hayatım boyunca yaptığım en iyi şey." | Open Subtitles | " عائلتنا هي كل شئ, أفضل شئ فعلته في حياتي" |
Eğer sen ve onun buradan canlı çıkmanıza yardım edebilirsem, hayatım boyunca yaptığım en iyi şey olur. | Open Subtitles | لو بإمكاني مساعدتكما على الخروج من هنا سيكون أفضل شئ فعلته في حياتي |
Aslında, Havenport'ta yaptığım her şey yanlış ve bencilceydi. | Open Subtitles | في الواقع كل ما فعلته في (هافنبورت) كان خاطئ وأناني. |
Hayatımda yaptığım en doğru ve en güzel şeydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد الذي فعلته في حياتي كلها |
Bilmeni isterim ki geçen gün restoranda yaptığın şey hiç hoş değildi. | Open Subtitles | أردتك أن تعرف أن ما فعلته في المطعم ذلك اليوم ليس مقبولاً |
Üniversitedeki çaylak zamanlarımda ne yaptığımı hiç anlatmadım değil mi? | Open Subtitles | هل أخبرتك يوما عما فعلته في عامي الجامعي الأول ؟ |
Eşcinsel olup ve üçüz babası olmak bugüne kadar yaptığım en sosyal yenilikçi, en sosyal girişimci şey... | TED | كوني مثلي و اب لثلاثة توأم هو اكثر الابتكارات الاجتماعية و اكثر ريادة للأعمال الاجتماعية فعلته في حياتي |
Bize yalan söylediği için onu cezalandırmaya geldik. | Open Subtitles | لما فعلته في المرأة العجوز |
Hindistan'da yaptığım hayır işleri için verdiler. | Open Subtitles | إنها بسبب العمل الخيري الذي فعلته في (الهند) |
Michael, Londra'da yaptığım şey... Her zaman yaptığımı yaptım. | Open Subtitles | انظر (مايكل)، ما فعلته في (لندن) فعلتُ ما أفعله دائماً |
Oprah Winfrey's Legends Ball'da yaptığım bir hata. Bir sarılma ve 20 dakika sonra beni La Toya Jackson'ın yanına aldılar. | Open Subtitles | خطأٌ فعلته في حفلة الأساطير، عناقٌ واحد وبعد 20 دقيقة، تمّ نقل منزلي بجانب (لاتويا جاكسون). |
Tüm hayatım boyunca yaptığım en onurlu işti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المشرف الذي فعلته في حياتي |
Hayatım boyunca yaptığım en travmatik şeylerden biriydi. | Open Subtitles | هذا أكثر أمر مؤلم فعلته في حياتي |
Hayatım boyunca yaptığım en kötü şeyi Damien Moreau için yaptım. | Open Subtitles | أسوأ شيء فعلته في حياتي بأكملها (كان لـ(داميان مورو |
S.T.A.R. Labs'ta yaptığım şeyler, dünyayı değiştirmek Jesse. | Open Subtitles | ما فعلته في معامل (ستار) قد غيّر العالم يا (جيسي) |
Hayatımda yaptığım en doğru ve en güzel şeydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد الذي فعلته في حياتي كلها |
O toplantıda yaptığın şeyden sonra bütün gücüyle peşinden gelir. | Open Subtitles | فبعد ما فعلته في ذلك الاجتماع، فسيهاجمك بكلّ ما لديه |
Önceki akşamlar ne yaptığımı ben bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى .ما الذي فعلته في تلك الليالي الأخرى |
Hayalimdeki işi bırakmak, şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | ترك عمل الأحلام كان أصعب أمر فعلته في حياتي |
Christine Brown'un ruhu. Bize yalan söylediği için onu cezalandırmaya geldik. | Open Subtitles | لما فعلته في المرأة العجوز |