Öncelikle kendimi savunmak adına şunu söyliyeyim,o yaptığım şey sadece bir şakadan ibaretti | Open Subtitles | في البداية, لو امكنني الدفاع عن نفسي كل ما فعلته هو اخبارها نكته |
İlk yaptığım şey yusufçuklar Maldivler'de ortaya çıkınca onları kaydetmek oldu. | TED | وأول شيء فعلته هو بدأت تسجيل أوقات ظهورها في المالديف. |
Tüm Yaptığın aşkımı inkar edip gücü tercih etmek oldu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو حرماني من الحب والاحتيال للوصول للسلطة. |
Tek Yaptığın herkesi korkutmaktı! | Open Subtitles | أنت لم تفعل شيئاً مفيداً كل ما فعلته هو الخوف فحسب ..أيها الـ |
Bir çocuğa bir hastabakıcının verdiği teşhisle acil tıbbi müdahale yapılıyor ve sizin yaptığınız tek şey onun kimliğini almak mı? | Open Subtitles | رجل تنكّر كعامل ويأمر بأجراءات طبية وكل ما فعلته هو مصادرة شارته؟ |
Bakın, sizden yardım istedik, ama sizin yaptığınız sadece bizim zamanımızı boşa harcamak. | Open Subtitles | لقد أتينا طلباً لمساعدتك وكل ما فعلته هو تضيع وقتنا |
Tek yapmam gereken evine yakın katolik okullarına bakmak oldu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو البحث عن أقرب مدرسة كاثوليكية لمنزلك. |
yaptığım şey kanseri görmezden gelmekti, ve dansıma odaklanmak. | TED | و ما فعلته هو انني قلبت موجتي من السرطان الى رقصي |
Tek yaptığım şey, onu yarı yolda bırakmaktı. Ona bunları söyle. | Open Subtitles | . كل ما فعلته هو أنى خذلتها . أخبرها ذلك |
yaptığım şey, 3 adım geriye gelip; Dünya tarihinin başına geri dönmekti. | Open Subtitles | ما فعلته هو الرجوع بالزمن أكثر من ثلاثة أرباع من نقطة الرجوع إلى بداية تاريخ الأرض. |
Pekâlâ, yaptığım şey, herkesin ismini bir karta yazıp fotoğraflarını koymak. | Open Subtitles | حسنٌ .. ما فعلته هو أنني كتبتُ أسماء الجميع ووضعت صورهم على بطاقاتٍ منفصلة |
yaptığım şey bir genç kızı vahşice öldüren suçlu bir adamı hapse atmaktı. | Open Subtitles | ما فعلته هو مساعدتك بإبعاد شخص مذنب قتل قتاة صغيرة بوحشيّة. |
Hayır, ne olduğunu söyleyeyim, yaptığım şey eve gitmek oldu arkadaşımın evine. | Open Subtitles | لا ، ما كان هو ما فعلته هو إني ذهبت للمنزل إلى بيت صديقي |
Tek Yaptığın, torunumu ölüm cezasına çarptırmak oldu. Yaptığın bu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو الحكم على حفيدتي بالموت هذا كل ما فعلت |
Hayattayken insanları kullandın, ama yalan söylüyordun tek Yaptığın yaralı ruhları gölgelere teslim etmekti. | Open Subtitles | ،حسناً، استغللت الناس عندما كنت حية ،لكنّك كنت تكذبين جل ما فعلته هو جلبك تلك الأرواح المعذبة إلى الظلال |
Paranızı ve şarkılarımızı alacağını söylemiştin ama tek Yaptığın elimdeki tek varlığımı kaybetmek oldu! | Open Subtitles | و انت من قال لي إنكم ستعيدون مالنا و أغانينا ولكن الشئ الوحيد الذي فعلته هو أنني فقط الشئ الوحيد الذي املكه |
Yani sizin yaptığınız tek şey zehirli yiyecekleri götürmekti? | Open Subtitles | اذن كل ما فعلته هو توصيل السم له؟ |
Ve bilgisayar endüstrisine geri dönüp, bir süre burada çalışıp, bir şeyler yapmam lazım, dedim. | TED | لذلك ما فعلته هو أنني عدت إلى مجال الكمبيوتر و قلت: حسناً, أنا مجبر على العمل هنا لفترة, إعمل شيئاً. |
Tüm yapmam gereken karakterin özünü, onu harekete geçirecek... mekanizmayı bulmaktı, Böylece oynamayaca başlayacaktı. | Open Subtitles | جُل ما فعلته هو إيجاد صميم الشخصية. الصميم الذي أثر الشخصية وهي لعبت الدور وحسب. |