Tek yaptığımız kırığı ameliyat sonrasına ertelemek, o da hayatını kurtarmak için. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو تأجيل إنفطار القلب حتي بعد الجراحة لننقذ حياته |
İlk yaptığımız şey bu sokaklar arasında binanın tüm girişlerini yerleştirerek bağlantı oluşturmak oldu.. | TED | لذا كان أول شيء فعلناه هو بناء إتصال بين الشارعين بوضع جميع مداخل المبنى. |
yaptığımız şey kemik iliğini alıp, laboratuvarda kök hücreleri yetiştirdik ve damara geri enjekte ettik. | TED | لذا ما فعلناه هو أننا أخذنا هذا النخاع العظمي وقمنا بزراعة خلايا جذعية في المعمل، ومن ثم حقناهم مرة أخرى في الوريد. |
yaptığımız şey tam olarak, her türden erkek bireyleri, model sistemmiş gibi düşünerek kullanmak. | TED | وباعتقادي ما فعلناه هو أننا استخدمنا الذكور، في أي نوع، وكأنهم النظام النموذجي. |
JS: yaptığımız şey, bir anlamda makine öğrenimi idi. | TED | جيم: بمعنى ما، ما فعلناه هو تعليم الآلة. |
yaptığımız bir sonraki şey, savunma örgütleri inşa etmekti. | TED | كان الشيئ التالي الذي فعلناه هو بناء منظمات تأييد. |
Amerikalılar olayı geliştirdi, yaptığımız şey ise teftiş yasasını yeniden düzenlemek oldu. | TED | وتصدى الأمريكيون للحدث وما فعلناه هو إصلاح قانون المراقبة. |
yaptığımız, zaten olup biteni organize etmekti. | TED | و ما فعلناه هو فقط تنظيم ما كان يحدث بالفعل. |
yaptığımız nanopartikülü enjekte ettik ve bunlar kan dolaşımındaki bağışıklık hücrelerine anında yapıştılar. | TED | لذا ما فعلناه هو حقن هذه الجسيمات الصغيرة، وارتبطت على الفور تقريباً إلى الخلايا المناعية في مجرى الدم. |
Bizim yaptığımız şey, ''paylaşmak önemsemektir'' adlı bir yeni iş modeli yaratmaktı. | TED | ما فعلناه هو أننا أنشأنا نموذج عمل جديد أطلقنا عليه "المشاركة اهتمام." |
Yani bu açıdan, yaptığımız şey gerçekten tanımlayabileceğimiz ihtiyacın denizdeki tek bir damlası. | TED | لذلك من هذا المنظور، ما فعلناه هو فقط حقا قطرة واحدة في بحر الإحتياجات الذي تمكّنا من التعرف عليه. |
Öyle mi? Tek yaptığımız konuşmak oldu. Makul davrandım ama sonuç alamadım. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو الحديث لقد كنت عقلانيا بدون نتائج |
yaptığımız şey büyük bir tahta parçasını alıp onu tüm dünyanın gördüğü en muhteşem altınına çevirmek. | Open Subtitles | العبره بالنهايه يا بيتر ما فعلناه هو أن أخذنا كتلة قديمة من الخشب وحولناه حتى يراه العالم أجمل وأروع ذهب |
yaptığımız şey eski bir ağaç parçası almak... ve tüm dünyanın görmesi için onu olağanüstü bir altına dönüştürmek. | Open Subtitles | ما فعلناه هو أن أخذنا كتلة قديمة من الخشب وحولناه حتى يراه العالم أجمل وأروع ذهب |
Tek yaptığımız ipini çekmekti, sonra ötmeye başladı. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو شد حبل صغير ثم لم نتمكن من إسكاتها |
yaptığımız şey dövüşçülerin haberi olmadan, dövüşleri bir şekilde ayarlamak. | Open Subtitles | الذي فعلناه هو تلفيق القتال من دون علم المقاتلين. |
Tek yaptığımız müzik dinlemekti. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئ خاطئ كل ما فعلناه هو الاستماع الى الموسيقى |
Gerçi duvardan atlayıp köpek bokundan geçtik ama yaptığımız şey senin ayrımcılığına karşı bir eylemdi. | Open Subtitles | ومع ذلك فكما يبدو أننا تسلقنا السياج و زحفنا على براز الكلب في الواقع, إن ما فعلناه هو تحدي لتمييزك العنصري |
Civayla dolu bir tüple başladık, ve tüm yaptığımız akmasına izin vermek oldu. | Open Subtitles | بدأنا مع أنبوب مليئ بالزئبق، وكل ما فعلناه هو أننا تركناه يجري. |
Bütün yaptığımız, ona bir şapka ve soda almak oldu. | Open Subtitles | وكل ما فعلناه هو أن نشترى له قبعات و مياه غازي |