Ve eğer demokrasiye inanıyorsanız, buna inanmak zorundasınız. | TED | وإذا كنتم تؤمنون بالديمقراطية، فعليكم أن تصدقوا ذلك. |
Düşüncelerine katılsanız da katılmasanız da onu izlemek zorundasınız. | Open Subtitles | وسواء كانت آراؤها السياسية تروقلكمأم لا .. فعليكم الذهاب والتحديق ببلاهة بتلك البلهاء المجنونة |
Bakın; bir düşman savaş alanında düşerse, onun işini bitirmen gerekir. | Open Subtitles | اسمعوا، عندما يسقط العدو في أرض المعركة فعليكم أن تجهزوا عليه |
Buranın dar koridorlarına adımınızı attığınız andan itibaren... arkanızı kollamanız gerekir çocuklar. | Open Subtitles | وعندما تتركون ضـوء الشمس إلى الممرات الضيقة فعليكم بحماية أنفسكم |
eğer dosya açılsın istiyorsanız, karakola gitmeniz gerekecek. Oldu mu? | Open Subtitles | إن اردتم تقديم بلاغ, فعليكم الذهاب لمركز الشرطة, أوكي؟ |
Köprü üzerinde mutlaka nöbetçi asker olacaktır bu yüzden malzemeleri nehir yukarı yüzdürerek taşıman gerekecek yani bir sal yapman gerekiyor. | Open Subtitles | من المؤكد انهم يضعون حراس ... على الجسر لذا فعليكم ... تعويم الأشياء من أسفل ... عكس أتجاه النهر |
Onu geri istiyorsanız buraya gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | إذا اردتموه ان يعود, فعليكم ان تخرجوا الان |
Eğer güven yığınına geri dönersek, hala fikre güvenmek zorundasınız, platforma güvenmek zorundasınız, ama geleneksel biçimde diğerlerine güvenmek zorunda değilsiniz. | TED | حتى إذا عدنا إلى كومة الثقة، فعليكم الثقة في الفكرة، عليكم الثقة في منصة الحوسبة، لكن لستم بحاجة للثقة في الشخص الآخر بالمعنى التقليدي للكلمة. |
İşte, biliyorsunuz, ödevinizi iyi yapmak zorundasınız, doğru olup olmadığını anlamak için | TED | لذا فعليكم أن تقوموا بواجبكم... لتتأكدوا إن كان هذا الأمر حقيقيّاً أم لا |
Bakın, sorunlarınız her neyse, artık bunları aşmak zorundasınız. | Open Subtitles | أنظروا ... مهما كان ما ...تمرون به يا رفاق فعليكم تجاوزه |
Bu çılgın kalabalık Bombolini'yi seçtiyse, o zaman onunla anlaşmak zorundasınız. | Open Subtitles | إن كانت تلك الجماهير المجنونة قد اختارت (بومبوليني)، فعليكم بالتعامل مع (بومبوليني) |
Buradan gidin dersem, ayrılmanız gerekir. | Open Subtitles | إذا قلت لكم أن تغادروا فعليكم أن تخلوا المكان |
Eğer bir güneş sistemi oluşturmak istiyorsanız, içinde birçok su bulunduran suyu dış bölümlerden iç bölümlere taşımanız gerekir. | Open Subtitles | لو أردتم الحصول على نظام شمسي بماءٍ وفيرٍ به فعليكم إحضاره من الأجزاء الخارجية |
Eğer bunun neden ilginç olduğunu sorarsanız, Suudi Arabistan'ın geri kalanını görmeniz gerekir. Çünkü bu ülkede cinsiyetler katı şekilde birbirinden ayrılmıştır. | TED | وان كنتم لا تظنون ان هذا امراً مثيراً للاهتمام فعليكم ان تروا باقي المملكة العربية السعودية لأنها دولة تفصل فصلاً تاماً بين الجنسين |
Eğer çelik kirişli köprülerle ilgileniyorsanız Swanzey'e gitmeniz gerekir. | Open Subtitles | إن كنتِ مهتمّة بالجسور المغطّاة فعليكم زيارة جسر "سوانزي" |
Eğer birşeyi yememi istemiyorsanız, bunu belirtmeniz gerekir. | Open Subtitles | إذا كنتم يا جماعة لا تريدوني ! أن آكل الأشياء فعليكم قول ذلك |
Eğer onu istiyorsanız, bana ödeme yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | إذا اردتم استرجاعه فعليكم ان تدفعوا لي... .. |
Eğer o düşündüğüm şey ise, dışarıda içmeniz gerekecek. | Open Subtitles | إن كان هذا ما أظنه فعليكم إخراجه |
Burada kameralar var. Bu yüzden ana bağlantıyı kesmeniz gerekecek. | Open Subtitles | هناك كاميرات فعليكم قطع مركز المراقبة |
"Yemek istiyorsanız... "... GUB'a geri dönmeniz gerekecek. | Open Subtitles | لذا إذا أردتم بعضاً منه فعليكم " أن تعودوا إلى " جي إن بي |
Brian'la salıdan önce görüşmek istiyorsanız onu bulmanız gerekecek. | Open Subtitles | لذا إن أردتم التحدث مع (براين) قبل الثلاثاء، فعليكم الذهاب للعثور عليه. |