Sensörlerden biri ya da ikisi bozulmuş olmalı diye düşündüm. | TED | ففكرت أن أحد المستشعرين أو كلاهما كان معطلًا. |
Bu mahalledeydik, durup bir merhaba diyelim diye düşündüm. | Open Subtitles | حسناً صادف أن كنا بالجوار ففكرت أن نتوقف ونلقي التحيه |
İyi, Diş gösteren amblemi bulamadım, bu yüzden ben de kurbanın midesindekilerle bunları karşılaştırabiliriz diye düşündüm | Open Subtitles | ففكرت أن بوسعي حسياً مطابقة واحدة من ههذ للتي وجدتها في معدة الضحية |
Sadece gelip yardıma ihtiyacın var mı diye görmek istedim. | Open Subtitles | ففكرت أن آتي إلى هنا لأرى إن كنتي بحاجة لمساعدتي |
Dışarıda arabanı gördüm, bir merhaba demek istedim. | Open Subtitles | حسناً، فقط رأيت سيارتك بالخارج ففكرت أن أدخل وألقي التحية |
Cevap vermeyince yüz yüze görüşerek, ona yardımcı olabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لكنه لم يستجيب ففكرت أن أذهب لرؤيته شخصياً ربما أخيراً أحضر له بعض المساعدة |
Görüşmeye katılacağım için parasını şirketim ödüyor. Ben de "Neden en iyisinde kalmayayım ki?" diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل، فهم يؤجرون لي الغرفة للمقابلة ففكرت أن أستفيد بذلك، لِمَ لا؟ |
Öylece bırakayım diye düşündüm ama bana borcu vardı. | Open Subtitles | ففكرت أن أدعه ينزف لكنه يدين مالي لذا .. |
Şehir merkezine gelmişken seni öğle yemeğine çıkarabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | وكنت قريبًا. ففكرت أن أرى ما إذا كان بإمكاني أخذكِ لتناول الغداء. |
5000 dolar dağıttığınızı duydum. Biraz da ben alabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد سمعت أنكم توزعون $5000 ففكرت أن آتي لآخذ البعض من المال |
Ona yeni ayakkabılar almalıyım diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت أن أشتري له حذاءا جديدا |
Ona yeni ayakkabılar almalıyım diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت أن أشتري له حذاءا جديدا |
Buzu onlar için biraz yumuşatabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت أن أرتب الثلج لهم |
Geç kalıyordum ve biraz zaman kazanmak istedim. | Open Subtitles | لأنني خرجت من غير حلاقة. ففكرت أن هذا يختصر الوقت. |
Tekrardan açılış yapacağınızı duydum, uğrayıp bunu vermek istedim. | Open Subtitles | سمعت أنك سوف تفتحين العيادة مجددا ففكرت أن أتي و أعطيك هذا |
Geç kalıyordum ve zamandan kazanmak istedim. | Open Subtitles | ففكرت أن هذا يختصر الوقت. |
Bu yüzden Shakespeare'den alıntı yapmak istedim. | Open Subtitles | (لذا ففكرت أن أقتبس كلمات قليلة من (شكسبير |
Bu yüzden, arayıp sizlere bildirmek istedim. | Open Subtitles | ففكرت أن أتصل و أعلمكم |