Su üzerinde harika bir Fransız barı olduğunu duydum. Neden bu kültürün tadını çıkarmayayım ki diye düşündüm? | Open Subtitles | فقد سمعت عن مطعم رائع فوق البحر ففكرت بأن أذهب لأجربه |
Seni kurtarmayı başaramadığıma göre, merhamet seksi yapabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | حسنا, بما أنني فشلت بإيصالك للنشوة ففكرت بأن أعطيك مضاجعة من باب الشفقة |
"Acaba, müzeler yardımcı olur mu?" diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت بأن أرى ماذا ستقدم لي المتاحف كمساعده |
Çamaşır makinesi hala bozuk, onun için mikrodalgayı kullanayım dedim. | Open Subtitles | الغسّالة معطلة، ففكرت بأن أستخدم المايكروويف بدلاّ عنها. |
Bir kaç dakikamızın eksik olduğunu farkettim ve şovda söyleyebilirim dedim. | Open Subtitles | ولاحظت بأنه بقيت لدينا دقيقتان ففكرت بأن أؤديها في البرنامج |
Ama madem aynı yerdeyiz, kendimi tanıtayım dedim. | Open Subtitles | لكن بما أنكِ على مقربة، ففكرت بأن أقدم نفسي. |
..bu yüzden bu sandalın içinde uyuyabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت بأن أنسى الموضوع وأنام. هنا في هذا القارب. |
Altı üstü 50 sterlin, vereyim kurtulayım diye düşündüm. | Open Subtitles | والمبلغ كان " 50 " جنيه فقط ففكرت بأن أدفع وأنهي الأمر |
Ben de The End'e gidebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | ففكرت بأن أذهب إلى الفندق |
Ben de uğrayıp bir selam vereyim hem de neler yaptığına bir bakayım dedim. | Open Subtitles | لذا ففكرت بأن اعرج لأقول مرحبا و أرى أين استقريت |
Haber vermeliydim, ama para sıkıntım vardı, sonra dedim ki gelecek ödemeye kadar bekleyeyim. | Open Subtitles | كان علي لكنني كنت قليل المال ففكرت بأن أنتظر الدفع التلقائي التالي |
Konuşmamı yeni bitirdim ve uçuştan önce biraz vaktim vardı, bir uğrayıp neler yaptığına bakayım, dedim. | Open Subtitles | لقد أنهيت خطابي للتو ، وبقي وقت على رحلتي... . ففكرت بأن أعرج عليك ونرى كيف حالك، ونتحدث قليلاً |
Gelip sana yardım edeyim dedim. | Open Subtitles | ففكرت بأن أأتي إلى هنا وأساعدك.. |
Ben de, bu fabrikaya bir son vereyim dedim. | Open Subtitles | ففكرت بأن أضع حداً لمصنعك |
Gelip uğrayayım dedim. | Open Subtitles | ففكرت بأن أمرّ لأراك وحسب |